1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2081
Okunma
zannıma tebessüm et…
ne ecel terleri döktüm
dönemeçlerinde hayatın,
ne düşler bıraktım kâbusların pençesinde,
ne zehirler yudumladım şifa niyetine
düş olunca duyguların
efsunkâr akışına,
nasılda daldım bilirsin dolu dizgin
işvekâr ateş harmanlarına!…
her sözüm bir kıvılcım,
her dokunuşum alev,
çıkınca “kundakçı” ya adım
anlatamadım kimselere
nasıl yağmaladığımı kendimi tutku odalarında,
yine de kaçabilmek için kendimden
kaç kez karar kıldım bilirsin
kapında soluk soluğa!…
say ki, âsiyim,
say ki, aştım haddimi,
say ki, ihanet ettim ahdime umarsızca,
kâinatı çepeçevre saran şefkat kanadın
sırt mı dönecek?
duymazdan mı geleceksin sızlanışlarımı?
sükût mu edecek merhâmetin
de bana?!…
hazan yaprağı gibi bîçâre ve serseriyim,
ayartır aklımı dipsiz bataklıklar,
çırpınırken endişe nöbetleriyle kapında rûhum
ellerim boş mu kalacak?
yüreğim andaçsız mı?
zillet tasması mı takacaksın sana bükük boynuma?
adına ve ahdıma and olsun ki
inanamam buna!…
“kulumun zannı üzereyim” diyorsun ya hani,
âmennâ!...
zannım sonsuz rahmetindir,
zannım ipeksi şefkatin,
zannım düşenin kaldırılacağıdır kapında,
tüketmeden izlerimi izbelerde
zannıma tebessüm et,
huzur damıt rûhuma…
5.0
100% (2)