11
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1317
Okunma
Her anın hüzne vurduğu yerdeyim
Azgın deniz
Çoğalan saatler
Ve kırılan düşünceler…
Bugün şehrin ortasına asılmış ayın turuncu ışığı yanıyor gözlerime
Gözlerim alıkoyuyor beni beyaz yolculuğun ölüm gemilerine
Siyahlar doğururken dalgın bakışlarımdan kadını
Eflatun bir gecede serçeler açtı
Gidin desem sararmış resimlerden
Gökyüzünde aynı keder kendini bana atıyordu
Yanan lambaların ağzında gezinen gurbete döküyorum içimi
Homurdanan türkülerin dilinde yüreğim kıyısız
Ki bu kalabalıklarda varılamayan uzaklık oluyorum
Tenimde rüyalarımı hayra yorduğum sabahlar
Gözyaşıyla bezeliyorsunuz sakladığım sevinçleri
Daha vişne dudaklarımdan öpmeden kirlendi aydınlığınız
Neden ağlıyorsunuz güneş kapımı çalamadı diye
Ahh
Bütün kapılara yüklendi mor giyinmiş baharlar
Sessizliğin yokuşuna sıvanırken konuşkan bir yalnızlık
Karanlığımla oynaşmakta duvarlar
Gün bakmakta
Ve dağılan ölüler yürümekte avuçlarıma
Benden önce koş rüzgar ruhumda konaklayan acılara
Bozbulanık sularda otururken eşiğinde durduğum anılar
Salgın birer tomurcuk oluyorlar ansızın dökülüveren yastığıma
Mum yanan odalarda hiç aşktan korkulur mu
Ürkek ceylan gibi böyle azar azar kayboluyorum kendimden
Bari düş çocuğumun kırkını çıkarsam esmerlikten
Gözüm açık gitmeyecek düştüğüm yere
Ve sonra bir ses
Anne beni düşünme
Serçeler kapıyı çalacak
5.0
100% (7)