1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
991
Okunma
satmadık
ne etimizi ne de ruhumuzu
karanfillerin derildiği ölüm vadilerinde
sararınca
eleğinde süzülen zaman
vurulduk kör bin kurşunla ey zalim
kıpkızıl yer ve gökyüzü
yağıyor kan
ne emanetti gülüşümüz
ne de döktük göz yaşlarımızı boşa
vurgun yemiş sevdaların sancısıyla
karnı burnunda bir aşkla
sınandık sınandık da yenilmedik
gafil avlanıp
düşmedik bulaşık tadı ihanet çukuruna
kıymadık canın cananına
eğilmedi yere başımız
kamburu çıkmış sırtımızda
başı dik
onurumuz
sırtımızı yere değdirmedi
ak mı ak namusumuz
minnet ettik düne
tüketmedik yarından umudu
canımız burnumuza geldiğinde
kaçmadık zulmünden dünyanın
savaştık ölüm getiren her şeyle
toslamadık
taştan örülen yürek duvarlarına
görünse de kaybetmiş iyi niyetimiz
şeffaflığımızla
kurduk bağdaş yangınlar sofrasında
şimdi
ateşten kaşıkla kavrulur helâl aşımız..!
Sude Nur Haylazca