29
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1284
Okunma

erişilmez bir güne sarıldı kanatlarım
bağrında kocaman bir yutkunma küf kokan nefesime değdi
neydi dokunası kirpikelerimin karasına değen billur damla
hain gögüs kafesime sıkışmış derin sancılarım
sağanak yağmurların afetine düşen hayallerim
şimdi hangi kucak açışlarımı gizledi karabasanlar
mecnun aşkını yaşadı yüreğim gizli hanesinde saklambaçlarda
soldu zamanın derinliklerinde kuyuların dehlizinde gizliden
dümenini çevirdi yol almış gemilerin direklerine asıldı sevdam
yorgun senelerimin faturasını yazdım mülaş kağıtlarının saman rengine
biriktirdim buruşturup attığım bir kenarda çöpten öte
kırklandı bedenim artık hazır yaşamın çemberinde kavrulmaya
mehtabın renk cümbüşünde selasız dualarım
savruldu düşüncelerim yıllar yılı elime düşen yaprak yaprak
kırk asırdır olgunlaşan ruhumun harmanı geleceğime temel attı
yorgun bedenim ne çok acıyla kavruldu savruldu küllerinde
ölüm/yakın
zaten uzakta değil sabitlenmiş doğuştan bizimle
kökleşmiş damarlarımın takatsiz derinliğinde ruhumuza
biter yiter bir gün zamansız yaşanmamışcasına sessizce
kimsesizce tek gelişimizdeki gibi asaletli
kırk yamada ömrüm
kırklandı nemli gözlerimdeki dokunuşları
n.altın 23/06/2010
bitti demek için erken geç kalmadım koşmak içinde yorgun bedenim