5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1513
Okunma
Sular çekilir
Bir boşluk düşer rahme
Düşmüşümdür bir boşluğun içine sere serpe
El ayak çekilir
Eş dost ayak diretir evvelinde
Hasım,hısım körükler bu düşüğü nihayetinde
Çökmüşümdür bir hayânın orta yerine
Çökelmiştir insan dünya dibine...
Eli ayağı düzgün
Gözü gönlü pek
Ucu bucağı olmayan bir dehliz
Bir var’ı bir yok’a teslim
Denizi kesik bir şehir
Ne iki damla gözyaşı tutacağı var
Ne de gökyüzü artığı iki avuç neme doyacağı
Ne yosunu kalır ne de tebaasından hısmı
Velhasılı tutukluk yapmıştır vasfı
Ne vuracağı var ne vurulacağı
Bir kıyı bendi asparagasıdır aslı
Yolcusuz,yolsuz ve amansız
Her adım bir öncekine nispet imansız..
Bir kadın ve yaygın,yaygaracı bir aşk
İstanbul bir kadını bir adamla kardı
Zamanı,mekanı iflahı kesilecekten saydı
İstanbul nezih bir bedeni kötürüm bir ah ile andı
Oysa bilincindeydi..
Açılan her el,öznesiz dualara murattı
Kimse yana yakıla aşka kanmazdı bu şehirde
Kanamazdı..
Öyle ya gül cemali kanıksanmaz İstanbul
İffetinden sual olunmazdı..
Sırra kadem bastı dölün yaveri
Gecesinden gündüzüne
İstikrarlısından hercaisine
Eleminden saadetine..
Ne kalmıştı ki tatmadığı
İliğine değin ne kalmıştı bulanmadığı
Besili bir günahtı bu dölüt
Besiyeri İstanbul..
Hangi enstantanede gizli biçkici haletin
Sen bu günaha kaç zaman biçtin
Sen bu günahkârı kaç zaman kana kana içtinde
Günahı arz bir deryadır için..
Dumanı üstünde bir aşk nasıl devinir
Bir öykünme hayata nasıl kesik gelir
Bir ölüm bir şehirle nasıl aynı yolun yolcusu kesilir
Ayarsız bir enerji insan içinde nasıl heba edilir
Bilmiyorum...
Bir kağıt ve bir kalem
Ve birde fikirler edinilmişse ziynet
Zamandan kayıp birkaç cümle düşer elbet
Uzayıp gider sayfalarda bu şehrin sancısı
Söyleve konu olmaktan öte yoktur ki devası
Yoktur örgün bir aşkın bundan öte irtifası...
5.0
100% (2)