16
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2542
Okunma


İlk susku arası
Mırıldanır tomurcuklar
Lehçesi bozuk ama herkesçe bilinen kader
Beyaz gövdesiyle yeşile dağılan dağın ardından
Çıka gelir seher
-Uyanır zaman-
Ve fasıl başlar...
Mevsimler mesnevi...
I
İçimi pas içinde bırakan demir
Deniz’ine yaslanmış tuz
Haykırmadan geçti
Gözlerimde ikircikli konargöçer isyan
Bahar dalında kar yanığı var
Kıpırtısız kalır mı kuşlar
-ardına bakmadan gider zaman-
Karşılaşınca kendiyle
-kutsal aşk adına susar insan-
II
Silik hafızamda peydahlanan hülya
Yarına uyuduğum pencere
Ay ışığından soyup mum isiyle çizdiğim gölge
Bir yağmura tutuldu az önce
Sordular...
Üşüyen ellerimdeki sıcaklık
Avuçlarımda kalan son duygu
-Dedim kalbin dili yoktur-
Anlamaz kimse
Yanıtsız bıraktım her şeyi
Örttüm tüm sorguları kurşun üstü
Ruhum nerede
lll
Isıtılmış kaç yüzden mimik çaldı
İki sevda arası yırtılan düşlere
Ne tuhaf!
Hep yıldızlara bakar buldum
-gözlerin kadar parlak-
Ki aşk içinde yanmışken yürek
lV
Şimdi ateş ol
Simli kıvılcımlarıyla boşluğa uzanıp
Üşümüş kandilde yanan
Kaç esrik duygunun direnişini muştular şair
Ki;
-Her seferinde yenik düşmek için yaralanan ben-
Küllerimi üfüren rüzgâr
-Ney’de birikmiş neyzen-
Mevlevi ayinler icrasında
Duyar mı on yedi perde ses im’i
Sol omzuma eğilse nefsiyle
Kenetlense dudak dudak
Alıntılanan nefesiyle keder
Ruhum alaşımında yegâh
-Susup öpse-
Yansam hicazkâr...
V
Doğum bağışlanmış muzdarip bir an
Kaç acı çektik yeryüzü mezarlığında
-Bin cefayla gelip sevdayı arıyorsak hala-
Cehennem sorulmaz âşıklara
Sen *apkharse müziğinde
Kuzeyden sürgün acılarınla
Yaralının şarkısını söyle bana
-Bir kılıçtan geçtim kalkanım sırtımda-
)...(
5.0
100% (12)