23
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
3750
Okunma


.
bilinenlerin üstünü örtüp ağır bir uykuya yattı gece
yırtık yamalı tenha sokaklarda
saatin akrebi kadar sessizdi an
ve iğnesi kadar tehlikeliydi zaman
gözleri buluta yaslanmış cüsseli bir acıyla
ay masum benzini sıvadı karanlığa
yüreğindeki sızıları parmak uçlarında toplayıp
düşünceli yüzüne dokundu aşkın
sustular
birbirlerine baktılar
takatsiz saatlerde yandılar
ve bir ömrü bir ana sığdırdılar
yağmur haddini aşmıştı çoktan
kadının ıslak yüzünde uğultulu bir telaş
kimsenin duymadığı çığlıklarla
avuçlarında kırıtan rüzgâr
siyah hücrelerin kapılarını kapadı
namlusunu yırtıp çıkan fısıltıyla seslendi gaip
ölmek güzeldir
sessizlik
garip bir his sardı içini kuyuya çeken
ürkek ve soğuktu yatağı
güneş siyahla tanıştı zamana yenilerek
belki de ilk defa
kendine dürüsttü eli kanlı korkak
düşündü;
ne rüyaydı ne kâbus
infaz kuyusunda katildi kalbi
işkenceli bir fotoğraf vardı elinde
ki her ışığın ruhu vardı gerçekleri gösteren
medcezir yolculuklarda
ayakta ölürken bir kadın
ezber bozan rüzgâra haykırdı
çığlıktan yaratılmış dağ etekleri yırtıldı
gözleri gamzelerine saklı zamanı vurdu
ağır bir uykuya yattı gece
sesi ve soluğu yoktu