7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2144
Okunma
Yoklukta arar dirilişi,
Azabı rahmetin üstüne çeker.
Güne inat vicdanına sığdırır geceyi,
Kafa tutar aydınlığa kalbi nefsine sığınır.
Ol kudrete boyun eğmez.
Cesareti korkaklığın bağrına gömer.
Kendince iki güzel kelam eder.
Tutulur dili ağzından çıkanı mukaddes zanneder.
İnançsızlığın tahtına kurulur kuyu dibinde.
Çaresizliğin adına utanmadan umut der.
Zulmü gösterir en masum çocuğa.
Neferidir şeytanın yardımcıdır karanlığa
Akan suya kızar.
Susuzluktan çatlar ruhu kan kusar.
Yeşeren ağaca küskündür.
Kurak çöllerde fırtınaya savrulur.
Dilinin zehri yılanı kaçırır sudan.
Ağzını açsa kahrolur kelimeler korkudan.
Merhametten yoksundur affedilmeye isyanda.
Kendine firavunu dost edinir örümcek kafasında.
Sofra başında ilahi lütuflara kapalı aç.
Vicdanını saracak iki damla rahmete muhtaç.
Yolların bağrında yolsuzdur.
Maharet sayar düz yolda kaybolsa.
Kul olur özgürce küfre köle.
İçinde günahın çığlıkları zalimliğe gebe.
Kendine tapar aynada.
Ömrünü tüketir kir çanağında.
Hakikatte Allah bilmez maddede tepinir.
Mecazda nefsini ilah edinir.
Ölüme mahkum eder üç kuruşluk hayatı.
İster ki yine de sayıklansın gün bitmeden adı.
Şeytana pabucunu ters giydirir inadından ölür.
Gidince günü geldiğinde öteye kendi gibi muamele görür.
Kulum beni nasıl bilirse oyum der Hak.
Hak değilsin der bir damla sudan yaratılan şeytana aldanarak.
burak ırmak
06 nisan 2010
gölbaşı-ankara