13
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
937
Okunma
hançerden eller /di
kalbimin ayasını kanırtan sözler
giden ayaklarımdı / sersefil öyle
son söz var saklıda kalan, diyen kalbim arkada çırpınmakta
bir akşam düşmüşken ortaya
çoğullukta
kanayanı, yine kendi içen içim , kendine kırgın
özgürlüğe bırakamadığım, içimde pas tutan sözlerin
külçeden acısı iner yüreğime; söyleyemem yine de ...
uçarsın uçarsın yoluna divâne
anlarsın konmak istediğinde
kuru ağacın gölgesi yoktur !
gece med-cezirlerinde, ellerin kalem kırar son tahlilde
bir uzak ülkede yorgun, imkânsıza düşen ayakların
atar kendini, tenha bir eşikten içeri
aynadaki aldatılmış nokta yüz/ün
gözdeki beyazı karayla, acıyla bakar sana
etrafında bir sürü göz/lerin
soğuğunda titrer duvarlar
hangisi sahi bunların/hangisi yalan!
kim ısıtır seni bu ıssızlıkta?
ihtimâl sandığın kıvılcım, ateş yaktı içine
ölüm kokusu içinde, soluğu can çekişir yüreğin
yüreğim / hak mıydı bu sana?
kim doğrulttu soğuk namluyu
sessizliği(ni) ortaya kim koydu
neyin nesi, âniden bu kar soğuğu!
sen ki, karıncalara yol gösterip besleyen
bahçendeki çiçekleri, has sevgiyle büyüten
ve sen
“yılandan korkmazken, yalandan korktuğun kadar”
her şafakta doğmak umudun/ dondu
kim sürdü bu melânet çölüne yolunu?
şahlanan cinnet, şahdamarına yakın
sona yürümektesin hazırol kalbim
bir selâ için daha, sirenler çalmakta yine…
bu ölümden önce son sedâ
bir dost elinden, vurulacaksın bir daha
korkma!
akan kanından kirlenmeyecek ellerin
çünkü bir kalbin var senin
gök kirletilebilirse eğer, ancak kirlenir o da
Hadiye Kaptan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
5.0
100% (7)