1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1119
Okunma
Duvardaki saatin camı kırılıverdi aniden
Sevdalılarını görünce günün
Seslendiler duvarın arkasından sesler
Onlar içerdeydiler ve kalacaklardı belki
Soysuz uykusundayken kuyular ,
yabanıl evler ,
bohçacı kadınlar
uyandırıldılar bir daha uykuya dalmamak üzere
saatin parçalanan şangırtısıyla
fakat onarıyordu saat kendini
kırılmak için bir daha
dargındı düşlerin çekmecesi
ve içinden masum bir inciyi serbest bırakamazdı artık
çekmecenin durduğu odanın camından bir it geçer bir kuş uçar diye
dikmişler gözlerini bakıyorlardı
fakat it kuşu yemiş , bir köşede kasılıp kalmıştı
dar ve sıkıntılı evinde
bol rakı içen aksi bir adamdı cinnet
cennet ; odasına hiç girilmeyen uyuyan karısıydı adamın
ışıklı bir caddedeki ilk yürüyüşlerini anımsadı adam
kırlangıç yuvalarını ,
salyangoz mezarlarını ,
nehir boylarını ,
aklını kaçırmış arap taylarını ve dalgın söğütleri düşündü
zaman eriyip gitti dar boğazlarında ömrün
bir çöl iklimi düzmecesine hiç inanmasın diye akrepler
ARAS OZAN’A SAYGILAR
SARP ÖZDEMİR
5.0
100% (1)