5
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1860
Okunma
sancılara düğüm atan iki iptik…
en çok neydi sevdiğim sende
perdeli yüzünde sıcacık gülümsemeni
izinsiz gezdiğin karanlık sokaklarda
belirsiz nefeslerinle dolaşırken sen
derinden sarılmanı
kıyamadığın anda canını acıtışı belki de
gözlerinde yanan isli ateşi
tutuşturduğunda dudaklarından sızan kanı
seviyorum hayallerimi rengârenk boyayan
içinde saklı yaramaz _hüzünlü_ masum çocuğu
dans ederken siluetler siyah pelerinli ormanlarda
çözülen ipin ucunda umutla dirilişini
şarkı söylerken bildiğimiz dillerden
kenar çizgilerini silmeni
ki çok önemli bir ayrıntı olmasa da
seviyorum sözle sesleneni
adını fısıldayan nefesimin sıcaklığında yüreğin irkildiğinde
parmak uçların dokunduğunda _ ölmeyi
gökyüzü serilirken üzerime çökerken yüzün yüzüme
gözkapaklarım düştüğünde
usulca kapamanı sevdim başucumda
karanlıklar ardında görünmez iplerdi bağ
en güzel elbiseleri giydirmendi yaşananlara
ne çok gerçekti düşle yükselirken uzaklar
anlatılmaz bir yanardağdı ruhumda kelimeleri tek tek yakan
külleri düştüğünde avucuna beni anlamanı sevdim
aslında
senli sabaha uzanan saatlerde elimi tutan elini
kıvrandığım yerlerde umursamaz seyreden
insanlar arasında boylu boyunca yattığım hayat
labirentlerden çıkaran beni
çıkış arayan adamı sevdim
evet sendin o
ruhum _canım_ aynı ateşte gecelerce yandığım
düşünüyorum da
yaratılmışlığım olmalıydın
kanunların değişmediği aydınlık bilinmezde
sen olmalıydım hiçbir şey düşünmeden
dönüşümü olmayan ölü deniz diplerine yazılmış
ellerimiz tutuşmuşken alev alev bu yolun yardımcıları olmalıydık
aynı yerden kanayan kanadıkça yaraları saran
kopmayan iki iptik sancılara düğüm atan