3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1718
Okunma
Kanadı kırık yavrunun, balıkçıl olması ne fark eder ki
En can alıcı yerinden vurulmuşsa, bir seher vakti
Ne fark eder, tekmil fırtınaların dinmiş olması ummanımda
Kırılmışsa kalyonumun yelken direği
Esen imbattır, karayeldir, kıbledir
Bütün rüzgârlar toplanıp gelsin isterse üzerime
Karanlık kuyularıma düşen yıldız bilirim
Can’dır, canan’dır, farklıdır, benzemez başka birilerine
Saçımda kar, dilimde efkâr, geceyi dinliyorum
Çöreklenmiş içime muhacirlik günlerim
Ezel’de yaşanan baharlar geçti gönlümden, geri gelmezler artık
Ebed’de yaşanacak fırtınaları bekliyorum şimdi
Kim saracak yavru balıkçıl’ın yarasını şimdi kim
Hadi ben bu yoksul geceden çekildim artık
Kim duyacak düşkün’ün titreyen duasını
Hangi sebil verecek çeşmesinden, son dua’sını
Ellerim titriyor, yüreğim daralıyor, benim de acelem var
Riya’dan, siyaset’ten, tababet’ten bihaberim
Son köprüye dayanmışım, can telaşta, geçit dar
Bu mahşerde, ben gelemem, beni silin, nasıl derim?
5.0
100% (1)