0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2703
Okunma

Her şey Babamın Annemi bir hastanede görüp beğendiği gün başladı
Çiçekler, güller, yüzükler, şiirler
İltifatlar ve yuva kurma hayalleri
Güzel bir evlilik için verilen sözler
Sıcak dokunuşlar
Otuz iki yıllık bir serüven
Ve geçmişten geleceğe, biz!
Beş kişiydik sıcacık bir damın altında
Gülen, ağlayan, sinirlenen, seven ve nefret eden beş kişi
Herkes gibi biraz
Biraz farklı diğerlerinden
Yılbaşlarında dansöz bekler, kuruyemiş yer, çay içerdik
Mutluluğun bir karelik fotoğrafı işte
Kimse poz vermemiş,
Ani çekim
Sonuç; realist bir yaklaşımla, doğal
Babamın hobileri arasında dansöz
Anneminse en kıskanç anları
Dansözse inadına ağız suyu akıtan cinsten
Ondan mı bilinmez
Kıvıra kıvıra geçiyor hayat
Yaşıyoruz çok katlı lojmanlarda
Okul çıkışlarımız her zamanki gibi kalabalık
Börekçi dayı paramızın olmadığını bilmezmiş gibi
İşte gene aynı yerde
Erikçinin hiç geri kalır yanı yok
Bizdeyse gurur paçalarımızdan akıyor
Bahane aynı;
Karnım aç değil
Dışarıdan yemeyi sevmiyorum
Börekçiyi de sevmiyorum
Erikçiden nefret ediyorum
Hükümet bitmiş, düzen bozuk
Elektrikler yok
Bide sabah erken kalktım
Eee akşam sularda kesikti
Türkan Abla evden kaçmış
Kadir Abi terk etmiş gitmiş
Bir kedimiz bile yok
Anlıyor musun?
Oysa erikler alabildiğine papaz
Börek tam ağızda dağılan cinsten
Yalnız geçiyor ömür o aralar
Her ambulans sesinde annemizi uğurluyoruz gurbete
Edirne yolları bizimde annemiz diyor
Gelsin
Yalan söylüyor
Biz sadece üç artı bir kardeşiz
İnanmazsan babama sor
Camda ağlayarak el sallıyoruz
Annem görmüyor bizi
Ertesi günde söylemiyoruz ağladığımızı
Üzülmesin
Babamsa gece yarısı yangınlarında
Ona el sallamıyoruz
Merak ediyoruz sadece
Ertesi sabah gelmeme ihtimali var
Kâbuslardayım gelinceye kadar
Hani küçük çocukların gördüklerinden
Küçüğüm
Ablamlar ağlayınca ağlıyor,
Merak edince ediyorum
Onlarda malum alabildiğine meraklı ve sulu göz
Büyük ablam doğurmadan anne olmayı öğreniyor
Bize bakıyor
Diğer ablam sakin
Ben isyankâr
Deli ediyorum herkesi, çıldırtıyorum
Bilsem üzüldüklerini yapmam ama
Bilmiyorum
Ne zaman balkondan sarksam
Karşı komşu Burhan Amca nöbetçi çavuş camda
Bir feryat bir figan
“Oğlum düşeceksin, geri git, yapma”
Merak etme Burhan amca, Ninja’yım ben.
“Oğlum bak ölürsün sonra”
Tam olarak anlamını bilmiyorum ölümün.
Ayrılmak herhalde ailesinden çocuğun
Çekiliyorum!!!
Babama Mercedes, anneme Trabzon işi almadan gidemem.
Söz verdim.
Sonra…
Tayinimiz çıktı haberi ile sarsıldık
Bütün eğlenceleri bırakıp, gri şehre gidecekmişiz
Deniz Pastanesini, Hamamcıları, Koru Dağı, İlker Bakkalı,
Yakup Abi ve Meral Teyzeyi de
İstemezdim Fener Alayıyla sonuna kadar yürümeden ayrılmak
Hep camdan el salladık
Tankların arasında zıplayamadık doya doya
Söylenen marşlara evin önünden geçerlerken eşlik ettik
Onlarsa yürüyüp gittiler
Hep yarım kaldı Fener Alayları
Alaycı tavırlarla geçtiler penceremizin altından.
Gülerek ve eğlenerek
Bir kez yürüyelim demek için beklide geç artık
Soğuğa gidiyoruz
Ellerinde kazmalar, kuyu kazan akrabalar
Ve puzzle’den yapılmış insanlar diyarına yani
Beton binalar arasında oynamaya
Sigaraya alışmaya ve yalan söylemeye
Oysa biz Çingeneleri seviyoruz
Manifaturacı Hızlı Amcayı ve Yılmaz Abiyi
Büyük aynanın önünde taraktan mikrofon yapıp şarkı söylemeyi
Keşan FM’den titreyerek şarkı istemeyi yani
10’ar kiloluk su bidonlarımızı
Anlamsızca ağır ve yürüdükçe daha da ağırlaşan pazar poşetlerini
Girerken Anıtkabiri görüp biraz umutlandık
O kadar da kötü olamaz hissi sardı benliğimizi
Sonuçta yine aynı hayatı yaşayacağız
Ömür geçecek
Okul, dershane, kötü arkadaş ve iş bulma umutlarımız olacak
Biraz siyah beyaz olacak deniz,
Erteleyeceğiz biraz eğlenceleri
Maviye, yeşile ve sarıya özlem duyacağız biraz
Ama yine birlikte yürüyeceğiz sokakları
Merdivenler çıkacağız
Kapılar açacağız
Mağazalar gezeceğiz
Fatura ve halk ekmek kuyruklarında bekleyeceğiz
Babam büyük ablamın Hukuk okumasını istiyordu
Onun için ev aldım diyordu fakültenin yanından
Tesadüftü bence biraz
Hukuk okutmak için Fakülte yanında ev almak bize göre değildi pek
Küçük ablamın ise Orman Mühendisi olma ihtimali, ümitti
Evdeki çok fonksiyonlu hesap makineleri, pergeller, gönyeler ve garip aletler
Murdar olma ihtimali vardı kazanamazsa her şeyin
Bendense hiç umut yoktu.
Üretim hatasıydım.
Babamın ve annemin solundan kalktığı güne denk gelmiştim biraz
Hep köşeden dönmek, yırtmak
Çıldırmak ve çıldırtmak
Deli doktorculuğu oynamak oluyor sonu
Delide sen, doktor da sen oluyorsun
Tedavi ediyorsun kendini
Saçmalıklarına anlam kazandırıyorsun belki
Özgürlüğümü 657’ye sattığım gün
Bütün gülümsemelere bir çizgi çektim.
Mecburiyet işte
Hayallere ihanet
Rüyalara isyan
Olmak istemediğin kişi olmak kaçınılmaz
Kendini özgür hissetmedikten sonra
1657’de de olsan faydası yok
En güzel takımlarını giymiş,
En güzel duvarları boyamaya giderken
Serseri bir arabanın yoldaki birikmiş suyla yıkaması seni
Sadece iş değil elbet
Ayrılık bunun adı.
Artık her ambulans sesinde cama fırlamıyoruz
Bilmem hangi günde herhangi kim sigarasını ormana atıyor
Babamın gözlerine bakıp gitme demiyoruz
Zaman rolleri değiştiriyor
Bekleyenler beklenen oluyor
Kavuşmalar hamile kalıyor ayrılıklardan
Gidişler oluyor,
Gelişlere anlam giydiriyor en pahalısından
Şimdi sorsan ne oldu diye
Herkesin ortak bir yanı kaldı birlikteliğe dair.
Yeni katılanlar ve eski katılımcılarla bütün ailenin bir araya gelmesi kaldı
Bayramlar demek istiyorum.
Asırlardır yaşanan cinsten hani
Büyüklerin ellerinden
Küçüklerin yanaklarından öpüldüğü bayramlar.
Dilim dilim huzur
Bölük bölük umut yeşerten
Geçmişi ve bugünü anlatmanın kolaylığı kalemi hızlandırsa da kâğıtta
Mürekkep tedirgin
Gelecek tedirgin
Ben tedirgin
Hiç bir şey olmamış ve olmayacakmış gibi yapıp
Resimlere bakmak güzel
Ütü yapmak, bulaşık yıkamak, yatağını toplamak,
Ve bayramları beklemek hasretle
Herkes bir yanına dağılmışken memleketin
Toparlanır yürekler bir Ezan sesinde
Bir merhaba olur hayat belki
Kuş cıvıltılarında bir arife sabahı,
Bir kilo erik
Birkaç dilim börek
Demli bir bardak çay olur.
Belki de…
tAhmAz
5.0
100% (1)