RAPUNZEL
İkimizde kör kütük yalancıydık
Ve her şey çocukluğumuzda başladı Yalanlara hayal deme alışkanlığı çocukluktan kaldı bize Kışkırtıcı bir soruyla kurgulamaya başladık “oğlum sen ne olacaksın büyüyünce” Ben hep pilot olmak istedim, sen öğretmen Oysa ben yüksekten korkardım sense öğrenmekten Büyüyünce yalancı olmak istediğimizi saklamıştık herkesten Şehrimizdeki dedikoducu tuğla yığınlarının en tenha köşelerinde oynamayı seviyorduk Sen, o kısa ve iğrenç saçlarınla Rapunzel oluyordun Ben cadı ananın çevirdiği aptal bir kurbağa Sırf sana bir defa zıplayabilmek umuduyla O zamanlar inadına pembeydi dudakların Ve göğüslerin usta bir sıvacının yaptığı duvar kadar düz Beynimse sünnet olmamış afacan bir çocuk Rapunzel olduğuna inanmak hiçte zor değil. Düşe kalka büyüyorduk yalanlarımız arasında Birbirimizin yaralarına dokunup çılgınca bağırıyorduk Kar soğuğu çaldığı zaman kapımızı, Fırlıyorduk dışarıya Ve ısıtıyorduk birbirimizi, İnadına üşüyorduk Sonu hastalığa uzanan bir ısıtma macerası için. “Benim için ne yapardın” sorusuna Cevap vermediğim gün Küsüştük seninle Araya yıllar giren bir zamanın çemberinde bulmuşken birbirimizi Aynı yolda oynarken büyüdük iki yabancı gibi Oysa sen Rapunzel’din Ama bir şatonun en üstünde saklı değildin Yani beni almak için yanına İhtiyacın yoktu sıkı örülmüş bir tutam saça Yıllar geçti Düz bir duvar dibinde gördüm seni Elinde sigara Ustaları şaşırtırcasına dik göğüslerine çekiyorsun nefesleri Usulca yanaştım “Rapunzel” dedim Delice bir kuvvetle boynuma sarıldın Zıplayan kurbağa olduğumu unutmuşçasına Bedenini bedenime yapıştırdın Koyu bir muhabbet bizi bekliyordu Mahallenin sonundaki banka oturduk Hasret verdik Özlem aldık Hayallerden hayallere daldık Yine küstük Yeniden barıştık Sonra hiç ayrılmayalım sözleriyle kalktık İçtiğimiz yıllarca şehvet Aklımız, fikrimiz yaralarımıza dokunup çılgınca bağırmakta Ve unuttuklarımızı keşfetmekte biraz yeniden Birbirimizi yavaşça soyduk Tecrübeliydik bu konuda Oynadığımız oyunlar arasındaydı kıyafetlerimizi değiştirip saklanmak Ardından büyük bir mutlulukla Çamlak çömlek patlatmak Şimdi yarım kalanlara hasret, kader birleştirecek bizi yeniden Kapanmayanlar kapanacak Unutulanlar hatırlanacak Mahallenin çocuklarından öğrendiğimiz en pis küfürleri öğretip birbirimize Ağzımıza biber sürücez Yatsıya kadar yalan söyleyip, Sabahlara kadar sevişeceğiz kar soğuğunda ısınmacasına Ve usta sıvacının yaptığı düz duvarlı bir evde evlenecez İnanıyorum ki Yükseldiğinde hayaller sevinçlerin burcuna Çocuklara anlatılacak bir masal daha olacak saçmalarcasına Öğüt alın aa dostlar Nasihattır bilenlere Bilmeyenler masum Ve hükümsüz Leylek getirdi seni yavrum İçeri buyur ettim hafiften Girerken entarisi sıyrıldı derinden Sonrasını hatırlamıyorum Çok içmişim Leylekten de ana olmaz ama Ben kendimden geçmişim tAhmAz |
saygılarımla.