23
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2059
Okunma

İbrişimi solar düş bahçesinin, hazana boyanınca sabahlar…
güneşten ısınan perdede oynaşır gün
martılar konuşur çatı pervazında
acıları dillendirir seslerindeki hüzün
lirik bir elbise giyer beden
gülümsemesi az uçuk pembeden
sıra dışı mavisinde solar özlem
kendine kaçkın bir bekleyiş zamanı semirir.
şimdi susmalı sözün ebesi
saçlarını tarayıp yüzünü yıkamalı
birazdan yağmur yağacak
hazırken gözbebekleri ıslanmalı
ince bir sağanakla sözlerin içinde
çamuruna karılmalı serzeniş dediğin.
çıkık elmacık kemikli hayatın
ya allığı az geldi ya döküldü
çekse de içindekiler mimini
pudra kokusunda kalır çocuk yanı
rastığı sineye çektikçe kararır az yanı.
uzak kaldın yaza yazısız kalan
şiir çağırır her gece elimden tutup
aldatır beni kanar, kanarım
sözcükler ele ele döner durur beynimde
sensizlik körebe…
soldu ibrişimler ebrusu kayıp
demişti annem baht yapılmaz
incinirsen hatırla saçlarına sarıl
kalmıştır anne kokulu yanım
rüyadır bu hayat alevi tende
uyanık gördüm düşleri uçları hep yanık
sil hüznü küsme gözlerinle
pencerem zaten kırık…
bekâreti kalmadı imgenin alacası soldu
siyah karede bir fotoğraf
arabı dilsiz bir kayıp
tüller rüzgâra tutuldu
ya kapı aralık ya pencere
üşüyor sensizli yanım…
sunu:
ibrişimde sallanır renkler,
çatladı yüzümde hüzün,
mevsimsiz bir yazdayım
ibrişimler kördüğüm.