2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1226
Okunma

Böyle deli dolu özledikçe seni
Canımın içi
Bir başka çöküyor gökkubbe üzerime
Çehren kadar kalabalık olsa da
Sokak lambaları
Caddelerde aydınlanmıyor
Ruhum gibi
Dakikaları bindiriyorum yelkovanın sırtına
Akrebin ayakları felçli
Nasıl özledim bilsen
Canımın içi
Taş duvarlar inliyor
Duydukça iç sesimi
Böyle zehir zemberek özledikçe seni
Canımın içi
Bir başka ağırlaşıyor puslu havalar
Kaldırılmıyor şuursuzca arşınladığım kaldırım taşları
Kaç bin deniz mili öteden
Gözlerimi kesiyor kirpiğinin her teli
Bıçak gibi
Eğme kirpiklerini
Canımın içi
Yüzümde filiz veriyor
Kan çiçekleri
Böyle fütursuzca özledikçe seni
Canımın içi
Bir başka dolanıyor ayaklarıma mesafeler
Virgülün beli kamburlaştığından beri
Taşıyamaz oldu hantal cümleleri
Ne ayak var ne uyak
Öyle yalın duygular ırmak misali
Göndere çekiyorum ismini
Evrensel flama gibi
Düşürme yüzünü
Canımın içi
Ellerimde kelepçe
Prangalıyorum puslu geçmişi
Bekle
Canımın içi
Rukiye Küçük
5.0
100% (1)