18
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3793
Okunma
Kapıyı açtığında çocuklarının babasına;
Dimdik ayaktaydı ağlamıyordu kadın!
Hazırladığı bavulu eline tutuşturup,
Defolup gideceksin, diye haykırdı.
Daha on sekizimde el değmemiş tertemiz,
Namusumla gelmedim mi kapına?
Ot olmasın et olsun, az olmasın çok olsun;
Demişliğim oldu mu?
Yaşlar akmıyordu rengi soluk gözlerinden;
Sadece kıvılcımlar saçıyordu!
Haklıydı isyanında;
İdamını dileyebilirdi tüm adaletin!
Yan gözle değdiğimi gördün mü harama?
Hiç utandırdım mı seni?
Yaptığın bin türlü haksızlığa,
Baş kaldırdığımı gördün mü?
Yıkabilirdi tüm kâinatı;
Yaradan, kulunu savunamazdı!
Sadece gitmesini istiyordu yine de;
Yavrularına gerekliydi yaşam.
’’Haklısın’’, diyebildi suçlu ağlayarak,
’’Ama bir hatadır oldu, sarhoştum,
’’Bir kerelik bağışla, ne olur.’’
Aşağıladı erkekliği suçundan ötürü!
Kadın haklıydı, gururlu ve kararlı;
’’Kadınlardan beklediğiniz namusu,
önce, kendinizde arayın!
Bizler anneyiz, kutsalız, namusluyuz!
Sizler de baba olun, adam olun!’’
Deyip, kapattı kapıyı adamın yüzüne!
Devam etti onurlu yaşamına,
Çocuklarıyla birlikte.
Eli ayağı yüreği öpülesi,
Kutsal kadın!
Fikret TEZEL 13/6/2007
5.0
100% (6)