Ne aralanmadık bir kapı kalmış
Ne ayak basılmadık kaldırım taşı
Gönüller kalabalık
Yürekler bildiğin çarşı pazar
Ne yerli belli artık, nede yabancı
Danışıklı dövüşüyor esnaflar
Üç kuruşa satılıyor beş günlük heyecanlar
Kırmızı ışık uzun zamandır bozuk
Yeşil ışıkta takıldı kavşaktaki lambalar
Sanırsın gönül değil, yolgeçen hanı
Kimi akşam çayında, kimileri yatılı
Adının önemi yok
Ayşe, Fatma, Emine
Fetva var ulemadan
Tabir-i caizse
Al birini, vur ötekine

Ne el değmedik, bir hayal kalmış
Ne örselenmedik masum hatıra
Kitaplar kara kaplı
Anılar bildiğin mayın tarlası
Dokunduğun yerden bir volkan patlar
Bu yüzden değil midir
Çolak kollar, topal ayaklar
Ağır aksak yürünür
Zira üstü açık taze mezarlar
Her gece bir başka kefensiz ölü hortlar
Dut yemiş bülbüle döner dudaklar
Değil mi ki artık
Pamuk ipliğine bağlı yaşanıyor sevdalar

Yılgınım
Kırgınım hayat
Nerden inceldiyse
Sen de oradan kopart

Rukiye Küçük