40
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2353
Okunma

Çocukluğumda, ailemin memuriyeti nedeniyle gittiğimiz, Kırşehirin bir ilçesinde yaşanan gerçek bir yaşam öyküsü...Ben o zaman orta birinci sınıftaydım..Çok acı bir olaydı....Şiir biraz uzun ama affola...
Altın diş Mehmet ağa/ydı lakabı
İki karısı vardı
Biri nikahlı,diğeri kuması
Nikahlı olan,otuz yıllık karısı
Kuması Solmaz,onbir,on iki yıllıktı
Altın diş Mehmet ağanın,nikahlısından oğlu olmamıştı
Üçü evli,beş kızı vardı
Hiç oğlan veremeyince karısı,almıştı üzerine kumasını
Altın diş Mehmet ağa ve karısı,koca bir evde yaşarlardı
Nikahlısının adı,kendi gibi Sultandı
Hanım ağa edasıyla etrafta dolaşır,herkese emirler yağdırırdı
Altın diş Mehmet ağanın,aynı zamanda akrabasıydı
Solmaz ve kızı ahırda yaşarlardı!
Bir tarafında davarlar,diğerinde Solmaz ve kızı kalırdı
Ne zaman odalarına gitsen,oda tezek kokardı
Çok güzel,melek gibi bir kadındı
Solmazın da ilk çocuğu kızdı,ikincisi oğlan olmuştu
Altın diş Mehmet ağa,oğlanı evine almıştı
Bir de,Solmazın karnında,gelecek bebeği vardı
Ailesi yoksuldu,daha on beşinde, kuma diye verilmişti
İşte o gün, Solmazın kaderi çizilmişti!
Sabah kalkardı erkenden
Daha güneş tepeye doğmadan
Sağardı hayvanların sütünü
Derler,toplardı Sultanın evini
Kahvaltısını hazırlar,çayını eline verirdi
Altın dişli Mehmet ağanın evi hep sucuk kokardı
Çocuktum ben,ne zaman evlerine gitsem,midem bulanırdı
Altındiş Mehmet ağanın,
Kızlarından birinin de,karnında bebeği vardı
Sultanın koruması altındaydı
Eli,sıcak sudan,soğuk suya sokulmazdı
Nasıl olsa Solmaz vardı!
Tabii bir de on yaşlarında ki kızı
Bütün gün,ana kız çalışır,çabalarlardı
Bir de üstüne azarlanırlardı
İş,güç derken,doğumun geldi zamanı
Büyük kızın da doğum zamanydı
İkisi aynı gün,
Biri,büyük evde,ebeyle doğurdu
Diğeri,kendi başına,tezek kokuları içinde
Bir bebeğin göbeğini, ebe kesmişti
Diğerinin annesi,elinde ki jiletle!
Solmaz,doğumda bir başına kalmış,çok zorlanmıştı
Ahırda doğururken,bir de mikrop kapmıştı
Öldüğünde,üç günlük lohusaydı
Çizilen kaderi ,burada bitmişti !
Adı Solmazdı ama,soldurulmuştu!
Ardında iki oğlan,bir kız öksüz bırakmıştı
.......................................Altın diş Mehmet ağaya ne mutluydu
.......................................Bir oğlu daha olmuştu !
Çocuktum, dün gibi hatırlarım
Bütün mahalleli ardından çok ağlamıştı
İçim çok acımış,aylarca aklımdan hiç çıkmamıştı
Hâlâ aklıma gelince,düşer içime bir acı
Hatırlarım güzel yüzlü,iyi kalpli Solmazı
Merak ederim, ne oldu diye acaba kızı...
ah Solmazım
kanatlarından kırılmış kelebek
tezek kokularında,mis kokan gül
yüreği dertlim,dili mecburi susuşlum
elleri nasırlı,kirpikleri hep yaşlı Solmazım
ah Solmazım
güllerin hep açıyor, ektiğin yüreğimde
masum bakışlı gülüşün, hala gözlerimde
bir de,o anaç sevgin,hala içlerimde seninle
solmazım,solmayan gülsün yüreğimde
ah Solmazım
uzaklara düştü yolların
kurudu mu gözyaşın gittiğin yerde
geçti mi yorgunluğun yattığın yerde
sarıldı mı yaraları kelebek kanadının
gitti mi acısı kara örgülü saçlarının
verdin mi hesabını olmayan suçlarının?
ah Solmazım
boynu bükük,yüreği ak kadın
yaşayamadığın kadar yaşadın
sen giderken,gözlerden yağdı yağmurların
gözyaşlarınla her yeri suladın
orada hep mutlu ol,
mutlu ol gül kokulu kadın
.......................................MıSRa