Hüzünlü akşamlar düşüyor sol yanımın sensizliğine
Yoksul cümlelerim var kuramadığım dilimde
Ilığımsın, sıcağımsın, düşlerine yattığımsın
Sevdalı sözlerim birikiyor senli sevdalara
Yoksunluklar biriktiriyorum kalbimin ücra köşelerinde

Umudumun sınır kapısı zorlanıyor
Ayrılığımın kara dumanları tüterken
Karalar çalınıyor içimdeki ıssızlığıma
Yüreğimin köşesinde bir ayrılık kurşunu yara açmış, kapanmıyor
Kanayıp durmakta, hasretin damlalarını akıtmakta

Ağıtlarımın baş kahramanı sen
Alıyor musun nefes bensizliklerinde
Yoksa suskunlukların nefessizliğinden mi
Ben mi çalıyorum yüreğine vefasızlığın karasını?

Hasretlerin damıtılmışından süzüyorum sevdamın senli günlerini
Süzüyorum senli günlerimin mutluluklarını
Yoksa, yoksa nasıl yaşardım ki ?
Sorsana bir kez

Neyi soracaksın ki desene
Ben seni yaşanmışlıkların ardına, eski bir anı defterinin
Her hangi bir sayfasına atmışken desene...
Desene ki, orada bir gül yaprağı gibi soldun ve kurudun
Gelmiyor artık ondan bana sevda kokun
Bu yüzden senli günleri çoktann unuttum

Eyy... eyyy sevgili
Söylesene
Şimdi hangi çiçeğin kokusu işliyor burnuna
Hangi çiçeği soluyorsun yüreğinde
Gül dudaklı mı yoksa o da benim gibi
Öpüyorum gül kokulu dudaklarını diyor musun ona da
Bana dediğin gibi
Yoksa geçti mi gül kokusu aşkları gönlünden?
Başka çiçekleri mi soluyorsun

Devrik bir şiirim kaleminin ucunda
Tükenmez dediğin sevdanın tükenmişliğinden tükenmiş
Gözlerin sevdalı bakışlara yummuş kendisini
Dilindeki sözlere suskular oturmuş
Bir söz, tek bir söz beklerken ben
Lal olmuş kalmış...

Yoktu ki sevdamın hanesinde başka sevdalar
Yoktu yüreğime dokunan başka bir el
Gömdüm başımı dibine kadar senli sevdalara
Yürek sancıları oturuyor sensizliğimin yanına
Gözlerim, hep bir bahar sevda çiçeğinde
Yüreğimde senli yaşanmamışlıklar
Küreğinde umudumun kırıntıları
Sözlerimde yarım kalmışlıklarla
Hüzünlü akşamlar düşüyor sol yanımın sensizliğine








MıSRa