23
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1861
Okunma

aşksa
ayrılığı koynunda büyüten yalan
tek bir gülüştü
senden arda kalan
sarılma öyle boynuma
başıma bela olur gülüşün
karakollar çıka gelir
ağabeyin askerden kaçar
ağabeyin dağlardan
dağlar ağabeyinden firar
bir başına kalmışsın naçar
açar bu yüreğini şair
sana da açar
artık senden başka kimim var
ey sevdiğim güzel
saçlarından gün doğar
sevdim seni
bir şiirin gece yarılarına
şarkılar inerken
açlığa çekilen bıçak gibi
bir dinamitin içinde sensizliğe üşüyorum şimdi
günü erken bozdular
koruk vaktiydi
karanlığa kaldı düşler
sabahları da rehin alıp
gülüştüler
hangi sınırda el açtım ki tanrıya
bir şiiri kurşunladılar en güzel imgesinden
g(ördüm
kabzasından tutup günleri yüzüne sürdüm
türkülerimizi kundakladılar
s(övdüm
daha dizleri bile titrememişti kadınların
aybaşlarını bile bilemeden
kendi ellerimle toprağa gömdüm
sevdim seni
bir şiire yeni başlar gibi
bütün silahlar ölüm kokar diyor birileri
tükenen zamana ayak uyduramıyor çocuklar
yine geç kaldım linçlere / biliyorum
geç kaldım yangınlarda eritmeye kimliğimi
atların terkisinden doğruluyor keleşler
sırtımdan vuruyorum yine
yere kapaklanıyor umutlarım
öldüğüme inandıramıyorum kimseleri
yukarı kaldırıp üç el daha ateş ediyorlar
ölüm yuvarlanıyor dağlardan
kozasından tekmeyle kovulan bir kelebek gibi
koynunda ağırla beni
işte dünyayı el birliğiyle yakıyor
yakıyorsunuz
oysa
önünüzü bile aydınlatmaya yetmiyor ışığınız
siz körsünüz sevgilerinizde
aşklarınızda sağır
ki
otlar bile bitmez artık
bu nasıl kışladır
dön yine sen
hasretin sürgününde kal
başıma bela olsa da gülüşün kim takar
beni özlemeden sevsen de
unutsan da ne çıkar
renkler erken solar gün biterken
bütün savaşları siyah kazanır
bileklerimde intiharların üstüne
iki serum takılır
açabilsem gözlerimi
kim olduğunu göreceğim belki
hangi dağda kurt ölür ki açlıktan
önce
tanrılar
çıkarsın
maskesini
başıma bela olur gülüşün
ben sana
demedim mi
datça 21 eylül 2009
İsa İnan
5.0
100% (13)