29
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3100
Okunma

Menfes = Nefes yeri
Ma’kes = Aksedecek yer
Sezâ = Layık
Nev-res = Yeni biten
Mahbes = Hapishane
Ases = Osmanlılar zamanında gece bekçisi
Nekes = Cimri
Bi-kes = Kimsesiz
Cedes = Mezar, kabir
Es bre deli rüzgâr
Çoktan kurudu menfes
Ne diner bendeki hâr
Ne sende kalır ma’kes
Kökünden oldu çınar
Yönü değişti pınar
Seni başka kim anar
Kaldı mı hâlâ nefes
Çığlığın kime ceza
Yetişir bunca ezâ
Ezâ cezaya sezâ
Can cânânında nev-res
Yeter öfkeni bırak
Matemde şimdi firâk
Yakın uzaktan ırak
Onu bekleyen mahbes
Gitti gözlerin feri
Kurudu gönül teri
Güle çöktü zemheri
Bülbül, başında ases
Dursun saatler dursun
Ya dursun ya kudursun
Öfken yere otursun
Dar geldi kalbe kafes
Sükûta çöktü talan
Gerçek ne varsa yalan
Değişti eski plan
Vefâ ahdinde nekes
Hazâna döndü bölge
Gölge peşinde gölge
“Artık pes” dedi; bilge
Yolcu yollarda bi-kes
Değişti eski devrân
Hüküm yitirdi ferman
Dağlara kaçtı derman
Eseceğin kadar es
Boyun büktü Makberi
Ne gelirse kaderi
Ne iz kalsın ne yeri
Önünü kesti cedes
Makberi………..02/09/2009……21:15…İst
not: Şiirin hikayesinde unutulan kelimelerin günümüzdeki mânâları
var arzu eden arkadaşlar oradan bakabilirler