Üsküdar’dayım, sevdanın en mavi yerinde Oturuyorum; yalıların hemen üstünde Denize nazır yüksekçe bir kaldırıma.. Gözlerimden usulca hayalin geçiyor, Boğazdan martılar eşliğinde gemiler.. Yine senli günlere gömülüyor düşlerim Hatıralar zihnime akın ediyor birer birer Ve yine sessizliğe mahkum gülüşlerim
Beni her gördüğünde gözlerinin, Işıl ışıl parıldaması geliyor aklıma ‘Seninle hayatı yaşadım ben.. Seni tanımasam olmazdı.’ deyişin Ve o eşsiz gülüşün,güzel yüzün.. Ayrılığa dair sözler gelince dile, Sarılıp bana hıçkırarak ağlayışın…
Sonra;beraber yaşadığımız ölümsüz bir an, Gelip oturuyor gözlerimin önüne:
Dar bir sokakta,dik bir yokuşta Zamana yenik düşmeye başlayan Yorgun bedeniyle, Evine emin adımlarla yürüyen Safiye teyze..
Yazmasının ahenkle süslediği, Çilenin onlarca yıl nakış nakış işlediği O nurani yüzüyle hâlâ, Mütebessim bakıyor çevresine.. Ve hüzünlü yüreğine Sığdırmaya çalışırken kaybettiği Gün yüzü görmemiş hayallerini Üç tane küçücük poşette nasıl, Özenle saklayabileceğini görüyorum.. Ve gözlerinde hala yaşatmaya çalıştığı Ter-ü taze umut ışığını görüyorum sonra...
Ve sonrasında hayallerimi çeviriyorum bu ana, Kız Kulesine bakıyorum, hüzünle.. Orda yapayalnız bir kız, kaderini bekliyor.. Az ötede Mihrimah Sultan’ın gözyaşları , Hürrem Sultan’da tarifsiz bir öfke, Koca Sinan’da şaşkınlık ve hüsran, Bitli Rüstem’de anlamsız sevinç çığlıkları..
Bir sevda daha yeniliyor zorluklara, Ve gömülüyor boğazın serin sularına.
Değişen bir şey yok ki Sevda haritasında. Dün neler yaşandıysa Bugün de yaşanıyor, Aynı coğrafyada..
Bunları benliğimde duya duya, Özlemin, her hücremi kanatırken, Ve şimdi sensiz küsmüşken dünyaya, Senli günler geçiyor gözlerimin içimden.. ...Ve boğazdan, martılar eşliğinde gemiler …
...........……………… Söylenecek daha birçok şey vardı, .........………………….Ben bu kadarını söyleyebildim
.............………………………Bu sevda bir kor ile tarihe kazılmıştır, .............………………………Bu şiir yokluğunun, kalbine yazılmıştır…
Senli günler geçiyor, gözlerimin içinden.. Bir çocuk gibi masum, sokuluyorum sana. ‘Mutluluğu yaşattın, diyorsun, yaşadım ben, Senle olamasam da şükrettim varlığına, Bir ân pişman olmadım ,inan sevgimden yana.’ Bazen gözyaşlarıyla ruhuma yağıyorsun,
Gözlerindeki ışık yenilmiyor zamana, Saçlarını okşarken sarılıyorsun bana.
Titriyorken yüreğim bir serçe kanadında, Büyüyor bedenimde hiç dinmeyen bir ağrı. Esrarlı bir sır saklı o güzelim adında, İnce bir yol uzuyor, içimden sana doğru.
Sevdiğim sesleniyor, Üsküdar limanında: ‘Senin yaşlandığına şahit oldum bu sene Bak tüm yaşadıkların çizgi çizgi alnında’ Usulca dokunuyor, ellerim ellerine : ‘Bil ki razı oldum ben, seninle her gelene Huzurluyum sen varken, hayatın her ânında’
Biz de vâkıfız artık kuşların dillerine, Sevdamız yazılıyor kentin sahillerine.
Merhâba ikliminin; sen eşsiz, güzel gülü Ruhumdan bir parçasın, diyen sen değil miydin? Sen ipekten saçların; ince, altın kâkülü Gökyüzümde rengarenk bir desen değil miydin?
Boğaz güzelliğini hazır sana sunmaya, Mavilik sonsuzluğu yüreğine bağlıyor. Tüm martılar gönüllü saçlarına konmaya, Mihrimâh Sultan hâlâ sevdasına ağlıyor. Çaresizlik derinden ruhunu yaralıyor. ‘Kader’ deyip başlıyor acıya dayanmaya..
Bu derin iniltiler umudu karalıyor, Her ayrılık hicrana bir kapı aralıyor.
Engelleri aşarak bu sevda seferinde, Yürüdüm yollarında, razıydım günahına. Şairinken bir zaman , gönlünün seherinde, Söyle yaban mı oldum, artık her sabahına.
Mazi bir sahne şimdi, tülleniyor gözümde, ‘O Ağaç’ın altında sarılıp söz vermiştik. Her hatıra bir yara kanatıyor özümde, Hani gerçek sevdanın biz sırrına ermiştik. Dikenleri gül bilip, zora göğüs germiştik. Gelecek düşlerimiz karardı gündüzümde..
Hani Zeynep’imizin hayalini kurmuştuk, Onun gülüşlerinde zamanı durdurmuştuk.
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Kimseyi sevmedim ben, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
…………………………………...................8 Ağustos 09 , Mürsel Emre DOĞAN…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiire daha önce uzun bir yorum yapmıştım.Şiirinizi sesli dinlemek bir kes daha haz verdi Artık deftere yeni bir ses daha geldi.Yeni bir yorumcuyu tanımanın şerefine kavuşmuş bulunuyoruz. Sesiniz oldukça yakışmış yoruma. Hayırlı Bayramlar diler selam ve saygılarımı gönderiyorum.
...Ağabey sizin yardımınız olmasaydı ben şiirime seslendirme eklemeyi heralde beceremezdim..İstanbul'da Bursa'ya msn den şiir okuyup sonra sizin emeğinizle o şiirin fonlandırılması elbet zor bir işti...belki ses sisteminin doğrudan olduğu bir ortamda ,duygularımı daha iyi yansıtarak okuyabilirdim..size okumak belki biraz heyecanlandırdı..ayrıca ses ayarları uzaktan ancak bu kadar olabildi..
Şiirimin seslendirilmesinde,asıl emek size ait..bunun için müteşekkirim ağabey...evet yorumum fena sayılmaz kendimi vermeye çalışarak okudum ama ,sizinle de konuştuğumuz gibi okurken tam olarak o havayı yakalayamadım, çünkü uzaktan mikrofonla okumak ve sizin karşınızda okumanın heyecanı az çok etkiledi beni..
Rabbim razı olsun..son eklediğim şiirime ruh üfleyen yorumunuz için de çok sağolun..siz, ben okudum, demeseydiniz belki ben şiirlerime uzun süre ses eklemeyi düşünmeyecektim..Ağabey, dilerim siz gibi usta bir şairin yorumuna günün birinde sahip olabilirim..gerçekten ses tonunuz ve şiire verdiğiniz ruh,kattığınız anlam çok güzel...
...Hayırlı bayramlar ,ağabey...selam ve dualarımla....
...Ağabey sizin yardımınız olmasaydı ben şiirime seslendirme eklemeyi heralde beceremezdim..İstanbul'da Bursa'ya msn den şiir okuyup sonra sizin emeğinizle o şiirin fonlandırılması elbet zor bir işti...belki ses sisteminin doğrudan olduğu bir ortamda ,duygularımı daha iyi yansıtarak okuyabilirdim..size okumak belki biraz heyecanlandırdı..ayrıca ses ayarları uzaktan ancak bu kadar olabildi..
Şiirimin seslendirilmesinde,asıl emek size ait..bunun için müteşekkirim ağabey...evet yorumum fena sayılmaz kendimi vermeye çalışarak okudum ama ,sizinle de konuştuğumuz gibi okurken tam olarak o havayı yakalayamadım, çünkü uzaktan mikrofonla okumak ve sizin karşınızda okumanın heyecanı az çok etkiledi beni..
Rabbim razı olsun..son eklediğim şiirime ruh üfleyen yorumunuz için de çok sağolun..siz, ben okudum, demeseydiniz belki ben şiirlerime uzun süre ses eklemeyi düşünmeyecektim..Ağabey, dilerim siz gibi usta bir şairin yorumuna günün birinde sahip olabilirim..gerçekten ses tonunuz ve şiire verdiğiniz ruh,kattığınız anlam çok güzel...
...Hayırlı bayramlar ,ağabey...selam ve dualarımla....
...Mehtap hanım ; 'Güzel gören güzel düşünür; güzel düşüne hayatından lezzet alır ' demiş bir büyüğümüz...Rabbim gördüğünüz güzellikleri ziyadeleştirsin...
...Mehtap hanım ; 'Güzel gören güzel düşünür; güzel düşüne hayatından lezzet alır ' demiş bir büyüğümüz...Rabbim gördüğünüz güzellikleri ziyadeleştirsin...
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr… ..........................dost dıyecek tek bır soz bulamadım emegınıze yuregınıze ve kalemınıze saglık tebrık dost selam ve saygılarımla....
Hani Zeynep’imizin hayalini kurmuştuk, Onun gülüşlerinde zamanı durdurmuştuk.
Hayallerde asili kalan bir ask, kurulmus tüm düsleri hep yamacina atiyor, imkansiz sevgilerde takilip kalacagini bile bile yinede vazgecmiyor / zeynep isimli düslere kurulan masum hayaller kalici oluyor benliklerimizden..
Her seferinde bu kelimede takiliyorum ne yapayim :) Bu arada sanki bu siirin o kismini okumus gibiyim/ yaniliyoda olabilirim tabi :)
Benim de şiirimde en sevdiğim mısralar bunlar..çünkü şiirin özü ve teması o iki mısrada saklı belki..
Bu şiirime ikinci yorumunuz bu..her ikisinde de aynı bölümden etkilendiğinizi ifade etmişsiniz..heralde Vıp üyeleri sadece bir şiire birden fazla yorum yapabiliyorlar..'Bu bölümü bir yerden hatırlıyorum ' demenizin sebebi heralde daha önce de okuyup yorum yapmanızdan olsa gerek.
Tekrar okuyup değerlendirmeniz için de ayrıyeten teşekkürler..
Benim de şiirimde en sevdiğim mısralar bunlar..çünkü şiirin özü ve teması o iki mısrada saklı belki..
Bu şiirime ikinci yorumunuz bu..her ikisinde de aynı bölümden etkilendiğinizi ifade etmişsiniz..heralde Vıp üyeleri sadece bir şiire birden fazla yorum yapabiliyorlar..'Bu bölümü bir yerden hatırlıyorum ' demenizin sebebi heralde daha önce de okuyup yorum yapmanızdan olsa gerek.
Tekrar okuyup değerlendirmeniz için de ayrıyeten teşekkürler..
Çan'daki lokantada 17 numuralı menüdeki yemekten yerken muhabbetimizin konusu bu şiirdi.Şiirin hikayesini anlatıyordun ve her mısranın olşumundaki sıkıntılarını.Ben hece ölçüsüyle şiir yazmanın çile gerektirdiğini senin anlattıklarından yeni yeni öğreniyordum.Daha önceleri belkide hiç dikkat etmediğim bu özellikleri senden öğrenince bir kez daha ve farklı bir bakışla okudum şiirlerini.Hayranlığım daha da arttı. SENLİ GÜNLERİ ÖZLEMEK ...ayrı bir değer ayrı bir güzellik.Sen ki İstanbul ve Çanakkale gibi iki güzel şehrin sevdalısı. Senki bu şehirlere yüklemişsin sevinçlerini ve acılarını.Bu şiir bu şehirlere teşekkür için sunulmuş bir güldür bence. Dostum SENLİ GÜNLERİ ÖZLEDİĞİMİ belirterek yeni şiilerini sabırsızlıkla beklediğimi bilmeni isterim.
zafer17 tarafından 9/7/2009 11:36:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
zafer17 tarafından 9/7/2009 11:41:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Senle yaşadığımız o güzel anlar ,17 yıl önce başladı ve hala her biraraya geldiğimizde ,belki yılda bir defa bile olsa ,çok özel benim için..Rabbim herkese senin gibi bir dost versin ,çünkü insanın kendisini tam olarak anladığı dostunun olmaması yalnızlığın zirvesi olacaktır..sağolasın can dostum...
Senle yaşadığımız o güzel anlar ,17 yıl önce başladı ve hala her biraraya geldiğimizde ,belki yılda bir defa bile olsa ,çok özel benim için..Rabbim herkese senin gibi bir dost versin ,çünkü insanın kendisini tam olarak anladığı dostunun olmaması yalnızlığın zirvesi olacaktır..sağolasın can dostum...
Engelleri aşarak bu sevda seferinde, Yürüdüm yollarında, razıydım günahına. Şairinken bir zaman , gönlünün seherinde, Söyle yaban mı oldum, artık her sabahına.
Mazi bir sahne şimdi, tülleniyor gözümde, ‘O Ağaç’ın altında sarılıp söz vermiştik. Her hatıra bir yara kanatıyor özümde, Hani gerçek sevdanın biz sırrına ermiştik. Dikenleri gül bilip, zora göğüs germiştik. Gelecek düşlerimiz karardı gündüzümde..
Hani Zeynep’imizin hayalini kurmuştuk, Onun gülüşlerinde zamanı durdurmuştuk.
Uzun ama kendisini bir solukta okutan nadide bir şiir olmuş. Kocaman bir sevda içerisine nakış nakış işlenmiş. Hele bir de Zeynep'imizin hayalini kurmuştuk demişsiniz ya dizenizde bu dize zaten şiirin içinde başlı başına bir şiir olmuş her şeyi anlatmay tek başına bile yetiyor. Gönlünüze yüreğinize sağlık değerli Hocam. Selam ve saygılarımla.
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr… ===================================== Manevi hazzın göklere çıktığı şu günlerde, sevilene yazılan tutku ve aşk dolu satırlardı . Yürekten Tebrikler .... Saygılarımla Kardeşim..
Engelleri aşarak bu sevda seferinde, Yürüdüm yollarında, razıydım günahına. Şairinken bir zaman , gönlünün seherinde, Söyle yaban mı oldum, artık her sabahına.
şiirin her dizesi öylesine özel öylesine güzeldiki ...ayırmakta zorlandım.heceyi sevenlerdenim.şiirinizi baştan sona inceledim.yorumlara baktım çok güzeller.ne mutlu size bu denli güzel şiirler yazıyorsunuz.eleştiri yol göstericidir biliyorsunuz.ayrıca sayfanızdan değerli şair dostlara teşekkür etmek isterim."Oflu ve Salih Ketenci) gerçekten şiiri analiz edip yol gösterici yorumlarda bulunmuşlar.bir emek değerdir bence kendilerini alkışlıyor saygılar gönderiyorum nezninizde.
şiire gelince duygu anlatımı mükemmel akıcı duru hiç zorlanmadan akan dizeler.benim için öncelikle duyguların okuyucuya aktarımı geliyor ama tabiki hecede belirli bir kurala uymak gerekiyor.bunuda tekniği sağlam olan ustalar yapmış bize şair kardeşimize başarılarının devamını dilemek kalır. Hayırlı Ramazanlar sağlıcakla...
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Kimseyi sevmedim ben, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
*************************************************** birkaç kez okudum şiiri... okunası mükemmel bir çalışma. hem şiirin hikayesi hem de şiir su gibi ne güzeldi... sanırım bugün okuduğum en güzel şiir di.. kutluyorum kalben... saygımla,,
Biz de vâkıfız artık kuşların dillerine, Sevdamız yazılıyor kentin sahillerine.
Mihrimâh Sultan hâlâ sevdasına ağlıyor. Çaresizlik derinden ruhunu yaralıyor. ‘Kader’ deyip başlıyor acıya dayanmaya..
Bu derin iniltiler umudu karalıyor, Her ayrılık hicrana bir kapı aralıyor.
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr… Mürsel bey yüreğinize sağlık çok harika dizeler için yürek dolusu tşk sunuyorum
Çok sağol,kardeşim hoş geldin evvela..şiir gönlünüze girebildiyse ne mutlu bana..gönülden yazdığımdandır öyleyse..samimi ve güzel yorumunuz için de tekrar teşekkürler..size de hayırlı Ramazanlar...
Çok sağol,kardeşim hoş geldin evvela..şiir gönlünüze girebildiyse ne mutlu bana..gönülden yazdığımdandır öyleyse..samimi ve güzel yorumunuz için de tekrar teşekkürler..size de hayırlı Ramazanlar...
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Kimseyi sevmedim ben, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
Senli günler geçiyor, gözlerimin içinden.. Bir çocuk gibi masum, sokuluyorum sana. ‘Mutluluğu yaşattın, diyorsun, yaşadım ben, Senle olamasam da şükrettim varlığına, Bir ân pişman olmadım ,inan sevgimden yana.’ Bazen bir yağmur olup ruhuma yağıyorsun,
Gözlerindeki ışık yenilmiyor zamana, Saçlarını okşarken sarılıyorsun bana.
Titriyorken yüreğim bir serçe kanadında, Büyüyor bedenimde hiç dinmeyen bir ağrı. Esrarlı bir sır saklı o güzelim adında, İnce bir yol uzuyor, içimden sana doğru.
Tek kelimeyle çok özel bir eser.Sık okuduklarıma ekledim,hem kendim okuyacağım,hem genç çocuklarıma okutacağım.İnsan sevgi denilen o özel duyguyu ancak bu kadar gerçek hissedebilir.Derme,çatma sevgilerin hüküm sürdüğü günümüzde,gerçekten çok duygulandıracak,ölümsüz bir eser okudum.Yorumlarım kifayetsiz kalacaktır,bundan eminim.Tebrik ederim binlerce kez.Saygı ve selamlarımla.
Öncelikle yoruma geç geldiğim için kusura bakmayın. Şiirin çıktısını alıp , sakin kafa ile hem okuyup,hem de değerlendirmem için epeydir yanımda gezdiriyordum şiiri. Şiiri ilk okuduğumda Nurullah Genç’in kullandığı tekniği dikkatimi çekmişti.Aklıma “YAĞMUR” 6,3,4 kıtalar halinde yazılmış şiiri geldi.
Şiirler de ki yapıcı ve de uyarıcı eleştirileri gördükçe, mutluluğum bir kat daha artıyor.Bu tür eleştirileri yapan değerli Üstadlara ve eleştiriyi zevk ve olgunlukla karşılayan değerli Şair arkadaşlara da buradan teşekkürlerimi arz edeyim.
Neden teşekkürümü arz ettiğimi kısa bir anım ile anlatayam.Şimdi ki şair arkadaşların,eleştiriler ile ne kadar şanslı olduklarını da daha iyi anlamış oluruz.Sonra şiirin eleştirisine geçeyim.
Yıl 1975, Yazdığımız şiirleri hemen paylaşacağımız bu denli ortam olmadığı için Türk Edebiyatı Dergisi’ne gönderiyordum şiirleri.Derginin en arka iki sahifesinde “Çiçeği Bununda Genç Şairler” İsimli bir bölüm vardı.Buraya en fazla iki şiir gönderme hakkımız vardı.Sanırım O bölümü yöneten Ömer Lütfü Mete Beydi.Gazetelerin bile iki,üç gün sonra geldiği küçük bir kasabada ki şiir yazan birinin,çevresinde bile şiirden anlamayan birinin dahi olmadığı, bir şair adayının kendini nasıl geliştirecek bir ortamını düşünün.Abone olamasanız dergiye, dergiyi gazete bayiisinde bulmanız bile mümkün değil.Ve yazdığınız şiirin hatalarını,eksikliklerini ancak bir iki satırla cevabını bulabileceğiniz yazıyı okumanız için belki de en az 5,6 ay bekliyeceksiniz. Tam beş ay sonra şiirimin ilk çıktığı, ilk sayı şu an önümde.Dergideki yazıyı aynen alıyorum.
“Bir başka bugün terennümü bülbülün, Gül goncayken kapatıyor gözünü.
Değerli genç şair arkadaş,şiirdeki heceye yatkınlığınız ve kaabiliyetiniz göze çarpıyor.Şiirin 5+7 = 7+7 kurallarına uyarak yazmalısnız.Hece kurallarına biraz daha dikkat ederek yeni şiirlerini bekliyoruz.Selamlar.”
Bu çıkan yazıdaki dergiyi elimden düşürmemiştim.
Hece kuralları nedir ? Nereden detaylarını öğrenebilirim,kimden nasıl ders yada yardım alabilirim diye aylarca düşünmüştüm.Şehirde kütüphane yok,internet nerdeee.Ve uzun zaman böyle geçmişti yıllarım.Taa ki Üniversiteye kadar.Üzerinden tam 9 yıl sonra. Bilgi ve yardım bulana kadar 9 yıl zaman kaybım olmuştu.
Şimdi soruyorum eleştirilere kızan arkadaşlara;yazdığınız şiir sesli bile ekleseniz 3 dakika sonra sayfada hemen paylaşıyorsunuz.İstediğiniz Üstad’dan da hemen eleştiri isteyebilirsiniz.Hatalarını,eksikliklerini,bıraktığı etkiyi,ne bileyim bütün olumlu ve de olumsuzlukları anında öğrenip gelişme yoluna hemen girebiliniyor.
Hz.Mevlana’nın Mesnevi’den güzel bir sözü ile burayı noktalıyayım.
“ Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar.Övülecek şeylerde,kusur ve yanlışların arasında bulunur”.
Özele:
Yine, Hz.Mevlana’nın bir sözü ile şiirin özüne geçeyim;
“ Kişinin kendi miktarı,sözünden belli olur”
Bu şiirde, nasıl bir kalemden çıktığının isbatı olarak telaki ediyorum.
Şiiri okuduğumda ve de parmakla mısraları saydığımda :))) Tam 60 mısra.Bu şiir neredeyse üç şiire eşit bir mısra yapısına sahip.Şiirlerinizdeki tema genel olarak sevda üzerine.Bu şiirdeki tema da ,gönüle mücevher gibi işlenmiş beraber hayalini kurduğu yaşanmış güzel bir sevdanın hikâyesi.Şiirin bu denli uzunluğu olmasına rağmen okuyanı sıkmadan,sürükleyici,bir sonraki kıtaya geçişlerdeki duygunun kopmadan devam ettirilişi ilk olarak gözüme çarpan özellikler.
Aşağıda ki eleştirilerim şiirin hatasından kaynaklanmayıp bende bıraktığı, özelime etkisinin izharı olarak kabul edilsin.
............ den sonra başlayan 6+5 hece mısralarının ikili beyitler halinde şiirin neden yazıldığının açıklaması olarak,, güzel durduğunun kanaatindeyim.
Altılı bend’in son mısrası kafiye olarak neden ayrı yazılmış anlayamadım.
Şiirdeki bazı durak kaymaları okurken şiirdeki akıcılığı (bende) biraz bozdu gibime geldi.
Mesela:
Senle olamasam da şükrettim varlığına, 2+5 / 3+4
Biz de vâkıfız artık kuşların dillerine, 2+5 / 4+3 Sevdamız yazılıyor kentin sahillerine. 3+ 4 / 2+5
Bu derin iniltiler umudu karalıyor, Her ayrılık hicrana bir kapı aralıyor.”” Bu mısralar hariç “”
Özellikle ikili mısralarda mevcut.Bu tür kaymalar olabilir mi diye sorarsanız “ben biraz geri kafalı olduğum için “ ben olsam bu tür durak kaymalarını yapmam.Bel ki bir iki mısrayı eğer deminde bırakmamışsam ve de yerine kelime bulamamışsam belki derdim.
Diğer bir mısrada;
Bak tüm yaşadıkların çizgi çizgi alnında’ 2+5 / 4+3 akıcılığı okurken bende bozdu.Bu kadar harika bir şiire bu mısra çok basit gelmiş gibime geldi.Şairlerin sözlerine müdahale etme düşüncem asla olmamıştır.Ama ; Şöyle denilseydi diye düşünüyorum.
“Yaşadığın yılların,çizgi anlında” olabilir mi acaba ?
Dediğim gibi bu eleştirim bende bıraktığı etkilerden kaynaklanmış olarak düşünülmesini tekrar ederek,eleştirilerimi burada noktalıyorum.
Beni alıp şiirlerin duygu seline kaptıran mısralarınızı da aşağıya alıyorum.
Engelleri aşarak bu sevda seferinde, Yürüdüm yollarında, razıydım günahına. Şairinken bir zaman , gönlünün seherinde, Söyle yaban mı oldum, artık her sabahına.
*************************************************************** Ve bu mısra bir şiir yazdıracak kadar ilham kaynağı olduğunu da belirtmeden geçmiyeyim.
Şairinken bir zaman , gönlünün seherinde, Söyle yaban mı oldum, artık her sabahına.
Bir zamanlar şairiyken şimdi yaban olmak Şair ruhuna en tesirli zehirlerden bile daha tesirli olduğu kesin. ****************************************************************** Sevgili Mürsel Öğretmenim. Bir hececi olarak Hece kalemlerinin gün geçtikçe çıta yükseltmeleri ve şiirlerinde ki eleştirileri görmekten mutluluk duyduğumu bir kez daha belirtmeliyim.
Bizlere de düşüncelerimizi ifade etmek için müsade ettiğiniz için çok çok teşekkür ederim. Bu vesile ile şiirini ve yüreğini can-ı gönülden tebrik eder.Mübarek Ramazan’ınızı hayırlara vesile olmasını diler selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Allah’a emanet olunuz.
Salih ağabey,o çok güzel öğütlerinizin ve şiirin ruhuna ve şekline dair yapmış olduğunuz geniş değerlendirmeler için sonsuz teşekkürler..vaktinizin uzun bri kısmını şiirime ayırıp bu kadar uzun bir yorumda bulunmanız onur verici..ben sizin gibi şair büyüklerimin her uyarısını baştacı yaparım elbet..evet bu şiir bir sancı şiiri ve oldukça da uzun..aslında bir altılık daha yazmayı düşünmüştüm ki akıcılığı yitirir endişesiyle vazgeçmiştim,belki devamını da yazabilirim diye sonraya bırakmış da olabilirim... İlk 6'lığın son mısrası kafiyeli değil eleştirisini 'oflu' ağabeyden de almış ve bunu ona da açıklamıştım ,bir cevap almadığım için hala kendi düşüncemin doğru olup olmadığını bilemiyorum..ben 'içimden ,ben ,yağıyorsun' kelimelerindeki sadece 'n' harflerini kafiyeli düşündüm..belki ilk ikisinde tam kafiye oluşu ve 3. de yarım kafiyeye düşüş bozuyor olabilir ,onu da düşünmemiştim..eğer öyleyse ve olmuyorsa o mısrayı değiştirebilirim..
Diğer bir husus ağabey ,her ne kadar Türkçe öğretmenliği de yapmış olsam yıllarca ,cehaletimize verin..durak içinde durak olduğunu ben daha önce duyduğumu hatırlamıyorum..şiirim 7 +7 li yazıldı evet ,ama sizin ifade buyurduğunuz yerlerdeki akıcılığı bozma meselesi kafamı epey meşgul etti şu an..yeni şiir 4+3//4+3 şeklinde mi olmalı hep ya da 5+2// 4+3 ya da diğer seçenekler..yani her mısrada 7'likler içinde de mi bir hece uyumu olmalı...eğer öyleyse, hakikaten ben bunu bilmediğim gibi hece şiiri yazmanın ne kadar zor ve emek gerektirdiği de daha açık bir şekilde ortya çıkmış oluyor...
Şiir bir sevda masalı ,biraz Türk filmi gibi ..tabiki yaşanılanları ifade etmek bir de bir kalıba sokarak akışı bozmadan ,duyguyu da vererek anlatmak fazlasıyla emek istiyordu..belki bir günde yazdığım halde üzerinde en fazla uğraştığım ,yani beklemeye aldığım,şiirim oldu...
Bir de ağabey ,'Bu güzel şiire gitmemiş' dediğiniz ve bir öneri mısra sunduğunuz mısra var..inanın o mısra üzerinde epey durdum..
'Bak tüm yaşadıkların çizgi çizgi alnında'....bu mısra hemen üstündeki havada kalan mısrayı açıklamak üzere konuldu ..yoksa 'senin yaşlandığına şahit oldum bu sene'..ifadesi öylesine söylenmiş alakasız bir mısra olarak duracaktı..bu mısrada ise neden o sene aniden yaşlanıldığının açıklaması var..ben o mısrayı farklı şekillerde düşünsem de ,mesela 'Bak saçların ağarmış çizgiler var alnında ' mısrasını düşünmüştüm..hem çok kullanılan ifadeler vardı hem de 'Bu sene' yaşanılanların yaşlandırdığı anlamını tam içermiyordu...
Ağabey ,1975 'te ben 1 yaşındaydım ..evet o zamanların ağır şartlarında yazmak da ulaştırmak da çok zordur şiirleri,bunu tahmin edebiliyorum..şimdi ben de dahil eline kalemi alan kendini şair zannediyor..emeksiz hiçbir şey olmuyor ki..siz heralde Bahattin karakoç üstadın bir şiiri neredeyse bir yıl demlenmeye bıraktığını ifade etmiştiniz..insan yıllar sonra bile bir kelimenin şiirin akışını ve anlamını bozduğunu anlayabiliyor..heralde 17 yıl oldu şiiri düzenli yazmaya başlayalı ,sonraları çok olmuştur şiirlerimi düzelttiğim..şiirlerinizi okuduğum için samimiyetle söyleyebilirim ,bizim sizin mertebenize ulaşmamız için 40 fırın ekmek yememiz bile yetmez..siz zorluklarla ve acıyla yoğrularak pişmişsiniz..biz onda birini yaşadık mı..belki de bizm acılarımızın çoğu reklam kokuyor,ambalajlı ve cilalı..o yüzden istesk de siz seviyesine ulaşamayacağımız aşikar..
Düşünün Orhan Veli ve Cahit Sıtkı şu an yaşıyor olsaydı ve bu sitede yazıyor olsaydı ,siz bu şairlere ilk 50 listenizde yer verir miydiniz..verseniz de en azında tahminimi söylüyorum ,bu kadar kaliteli şairin olduğu bu sitede ilk 20 ye almazdınız..zaman çok önemli ,onların zamanında iletişimi kullanabilenler ön plana çıkmış ve adını duyurmuş zaten yazan da azmış..bazı arada kaybolanlar da imkansızlıktan seslerini duyuramayıp sesizliğe mahkum olmuşlar..şimdi siz adını edebiyat tarihine büyük harflerle yazdıran bu şairlerden daha mı 'AZ' şairsiniz..kesinlikle hayır ve benim kanaaatimce o iki şairle kıyaslanmanız bile doğru değil..elle tutulur 3-4 şiirle şair olmak ,ne güzel....Yalova'ya giriyorum Altınolul'tan gelirken Bursa'yı geçtikten sonra..daha doğrusu Gemlik'e girerken ,tabelada bir söz 'Gemlik'e girerken şaşırma ..az sonra denizi göreceksin '..bu Orhan Veli'nin bir şiirinden alınmış ve oraya yazılmış..Düşündüm Orhan Veli'nin Aklımda kalan şiirlerini 3-4 ü geçmedi...yani ağabey şu an bu sitede bile o adını andığım şairleri 'Cebinden çıkartacak' bana göre en az 50 şair varken bunları da kimse tanımıyor...bu devrin handikapı da eskiye zıt olarak çokluk olmasından gerek..artık herkes yazmaya çalışıyor ve bunları yayınlayabiliyor..kim, nasıl ön plana çıkabilsin...
Geriye şiirime dönersek ağabey, ben bu şiirin ruhunu sevdim ben ..yazdım ve benden çıktı ,aslında ben de okuyunca etkileniyorum yaşananlardan ..belki duyguyu daha ön planda tutup hece kurallarını biraz aksatıyor olabilirim..ancak serbest de yazdığım olsa da kendimi heceye daha yakın hissediyorum..
Başınızı ağrıttığımın elbet farkındayım,hakkınızı helal edin ,çünkü gerçek bir 'dost' olarak beni ve şiirimi ciddiye alıp bu kadar zamanınızı harcadınız..Allah razı olsun..
....selam ,saygı ve dualarımla..hayırlı Ramazanlar Salih Ağabey...
Salih ağabey,o çok güzel öğütlerinizin ve şiirin ruhuna ve şekline dair yapmış olduğunuz geniş değerlendirmeler için sonsuz teşekkürler..vaktinizin uzun bri kısmını şiirime ayırıp bu kadar uzun bir yorumda bulunmanız onur verici..ben sizin gibi şair büyüklerimin her uyarısını baştacı yaparım elbet..evet bu şiir bir sancı şiiri ve oldukça da uzun..aslında bir altılık daha yazmayı düşünmüştüm ki akıcılığı yitirir endişesiyle vazgeçmiştim,belki devamını da yazabilirim diye sonraya bırakmış da olabilirim... İlk 6'lığın son mısrası kafiyeli değil eleştirisini 'oflu' ağabeyden de almış ve bunu ona da açıklamıştım ,bir cevap almadığım için hala kendi düşüncemin doğru olup olmadığını bilemiyorum..ben 'içimden ,ben ,yağıyorsun' kelimelerindeki sadece 'n' harflerini kafiyeli düşündüm..belki ilk ikisinde tam kafiye oluşu ve 3. de yarım kafiyeye düşüş bozuyor olabilir ,onu da düşünmemiştim..eğer öyleyse ve olmuyorsa o mısrayı değiştirebilirim..
Diğer bir husus ağabey ,her ne kadar Türkçe öğretmenliği de yapmış olsam yıllarca ,cehaletimize verin..durak içinde durak olduğunu ben daha önce duyduğumu hatırlamıyorum..şiirim 7 +7 li yazıldı evet ,ama sizin ifade buyurduğunuz yerlerdeki akıcılığı bozma meselesi kafamı epey meşgul etti şu an..yeni şiir 4+3//4+3 şeklinde mi olmalı hep ya da 5+2// 4+3 ya da diğer seçenekler..yani her mısrada 7'likler içinde de mi bir hece uyumu olmalı...eğer öyleyse, hakikaten ben bunu bilmediğim gibi hece şiiri yazmanın ne kadar zor ve emek gerektirdiği de daha açık bir şekilde ortya çıkmış oluyor...
Şiir bir sevda masalı ,biraz Türk filmi gibi ..tabiki yaşanılanları ifade etmek bir de bir kalıba sokarak akışı bozmadan ,duyguyu da vererek anlatmak fazlasıyla emek istiyordu..belki bir günde yazdığım halde üzerinde en fazla uğraştığım ,yani beklemeye aldığım,şiirim oldu...
Bir de ağabey ,'Bu güzel şiire gitmemiş' dediğiniz ve bir öneri mısra sunduğunuz mısra var..inanın o mısra üzerinde epey durdum..
'Bak tüm yaşadıkların çizgi çizgi alnında'....bu mısra hemen üstündeki havada kalan mısrayı açıklamak üzere konuldu ..yoksa 'senin yaşlandığına şahit oldum bu sene'..ifadesi öylesine söylenmiş alakasız bir mısra olarak duracaktı..bu mısrada ise neden o sene aniden yaşlanıldığının açıklaması var..ben o mısrayı farklı şekillerde düşünsem de ,mesela 'Bak saçların ağarmış çizgiler var alnında ' mısrasını düşünmüştüm..hem çok kullanılan ifadeler vardı hem de 'Bu sene' yaşanılanların yaşlandırdığı anlamını tam içermiyordu...
Ağabey ,1975 'te ben 1 yaşındaydım ..evet o zamanların ağır şartlarında yazmak da ulaştırmak da çok zordur şiirleri,bunu tahmin edebiliyorum..şimdi ben de dahil eline kalemi alan kendini şair zannediyor..emeksiz hiçbir şey olmuyor ki..siz heralde Bahattin karakoç üstadın bir şiiri neredeyse bir yıl demlenmeye bıraktığını ifade etmiştiniz..insan yıllar sonra bile bir kelimenin şiirin akışını ve anlamını bozduğunu anlayabiliyor..heralde 17 yıl oldu şiiri düzenli yazmaya başlayalı ,sonraları çok olmuştur şiirlerimi düzelttiğim..şiirlerinizi okuduğum için samimiyetle söyleyebilirim ,bizim sizin mertebenize ulaşmamız için 40 fırın ekmek yememiz bile yetmez..siz zorluklarla ve acıyla yoğrularak pişmişsiniz..biz onda birini yaşadık mı..belki de bizm acılarımızın çoğu reklam kokuyor,ambalajlı ve cilalı..o yüzden istesk de siz seviyesine ulaşamayacağımız aşikar..
Düşünün Orhan Veli ve Cahit Sıtkı şu an yaşıyor olsaydı ve bu sitede yazıyor olsaydı ,siz bu şairlere ilk 50 listenizde yer verir miydiniz..verseniz de en azında tahminimi söylüyorum ,bu kadar kaliteli şairin olduğu bu sitede ilk 20 ye almazdınız..zaman çok önemli ,onların zamanında iletişimi kullanabilenler ön plana çıkmış ve adını duyurmuş zaten yazan da azmış..bazı arada kaybolanlar da imkansızlıktan seslerini duyuramayıp sesizliğe mahkum olmuşlar..şimdi siz adını edebiyat tarihine büyük harflerle yazdıran bu şairlerden daha mı 'AZ' şairsiniz..kesinlikle hayır ve benim kanaaatimce o iki şairle kıyaslanmanız bile doğru değil..elle tutulur 3-4 şiirle şair olmak ,ne güzel....Yalova'ya giriyorum Altınolul'tan gelirken Bursa'yı geçtikten sonra..daha doğrusu Gemlik'e girerken ,tabelada bir söz 'Gemlik'e girerken şaşırma ..az sonra denizi göreceksin '..bu Orhan Veli'nin bir şiirinden alınmış ve oraya yazılmış..Düşündüm Orhan Veli'nin Aklımda kalan şiirlerini 3-4 ü geçmedi...yani ağabey şu an bu sitede bile o adını andığım şairleri 'Cebinden çıkartacak' bana göre en az 50 şair varken bunları da kimse tanımıyor...bu devrin handikapı da eskiye zıt olarak çokluk olmasından gerek..artık herkes yazmaya çalışıyor ve bunları yayınlayabiliyor..kim, nasıl ön plana çıkabilsin...
Geriye şiirime dönersek ağabey, ben bu şiirin ruhunu sevdim ben ..yazdım ve benden çıktı ,aslında ben de okuyunca etkileniyorum yaşananlardan ..belki duyguyu daha ön planda tutup hece kurallarını biraz aksatıyor olabilirim..ancak serbest de yazdığım olsa da kendimi heceye daha yakın hissediyorum..
Başınızı ağrıttığımın elbet farkındayım,hakkınızı helal edin ,çünkü gerçek bir 'dost' olarak beni ve şiirimi ciddiye alıp bu kadar zamanınızı harcadınız..Allah razı olsun..
....selam ,saygı ve dualarımla..hayırlı Ramazanlar Salih Ağabey...
Onlu gğnleri anarak geçen zaman azaltmamışsa sevgiyi yüreğimizden bir nebze olsun unutturmamışsa sevgiliyi bize gerçekten sevmişiz demektir değil mi?
Küçük bir gemi, kumsalda çığlık çığlığa bağıran martılar, sokakta ki simitçinin sesi. kaldırım taşlarının çıkarrtı ses, her rüzgar esişinde yaprakların çıkarttığı hışırtı. kanaryaların söylediği şarkı. yere düşen yırtıulmış yaprağa yazılan iki satır şiir. tuvalelre çizlen resimler, başımızın üstünde ki gökyüzü, ay güneş, yıldızlar ve yakamozlar getiriyorsa anıları bir bir gözlerimizin önüne. hangisini asıp idam edebileceğiz ki ağaç dalına
Bne bu kalemi ve bende bıraktığı duyguları çok seviyorum ve okumaktan da her daiam mutlu oluyoru.
Uzun ama yormayan, anlaşılır ve öz türkçe ile yazılan dizeler sürüklüyor sürükleyip götürüyor kendi içinde beni.
Türkan hanım ,ziyaretiniz sevindirdi..bu övgü dolu yorumlar siz gibi değrli bir insandan gelince daha da anlamlı oluyor..sağolun...hayırlı Ramazanlar...
Türkan hanım ,ziyaretiniz sevindirdi..bu övgü dolu yorumlar siz gibi değrli bir insandan gelince daha da anlamlı oluyor..sağolun...hayırlı Ramazanlar...
şiir bütünü ile mükemmel anlatmış sevgili ile yaşananları,ömrün krokisini birlikte çıkarıp tek başına bırakılmayı...doğmamış çocuğu öldürmeyi!!!!!!!! ben şu kıta da bütün şiiri buldum gibi yada daha bi özetti bütün şiire;
Mazi bir sahne şimdi, tülleniyor gözümde, ‘O Ağaç’ın altında sarılıp söz vermiştik. Her hatıra bir yara kanatıyor özümde, Hani gerçek sevdanın biz sırrına ermiştik. Dikenleri gül bilip, zora göğüs germiştik. Gelecek düşlerimiz karardı gündüzümde..
hayallerrrrr,hayal kırıklıkları,,,,ne sözler ne yeminler verilir,herşeyleriyizdir onların,can koyarız yollarına...giderler....ne yemin kalır ne sözler... herşeyleri iken hiç birşeyleri olmak,daha dün nerdesin diye her dakikasını bile sorabilirken şimdi hiç ses duyuramamak....herşeyleri iken bi yabancı hatta yabancıdan daha yasak bi yabancı olmak!!!! herşeyleri iken hiçbirşeyleri olmak!!!! kutlu-yorum arkadaşım,yüreğindeki GELİNCİKLER hiç solmasın EMİ!
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Kimseyi sevmedim ben, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr… =====================================
Değerli Şair Dost, Değerli Kardeşim, Hasretin Doruk noklarda gezdiği ve hasret ateşinin satırlarda yandığı bir harika özlem şiiriydi. Yürekten Tebrikler.. Saygılarımlşa ...
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Kimseyi sevmedim ben, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
kaleminiz daim olsun.çok güzel bir çalışma okudum.saygılar
Diger arkadaslarimiz gibi ve büyüklerimiz gibi siirin icerigindeki teknik sorulari yöneltmekten cok.. anlaminda yogunlasmak isterim. Hece siirlerinden cok serbest siir seven birisi olarak.
Öncelikle dört satirlik basit hece siirlerinin olusumundan, anlamini cikaramayacagimiz siirlerden cok. bu icerikte fazlasiyla yogunlasmis oldugunuz kavram ve yasanmis olunan bir ani`nin simdilerde yürekten bizlere dagilimini saglamissiniz.
Toz pembe, yarini belkide gelmeyecek düsler kurmak .. encokta bir kizimiz olacakti. adi zeynep olacakti / kelimesi fazlasiyla vurucu oldu bence, daha nasil anlatilabilirdiki bu kelime ..mükemmeldi
Gerçekten benim de yazarken en çok etkilendiğim bölümden siz de etkilenmişsiniz..içten değerlendirmeniz için ve şiirin ruhuna vakıf olduğunuz için teşekkürler..selam ve dua ile...
Gerçekten benim de yazarken en çok etkilendiğim bölümden siz de etkilenmişsiniz..içten değerlendirmeniz için ve şiirin ruhuna vakıf olduğunuz için teşekkürler..selam ve dua ile...
Ağabey, şiirimi engin bilginizle değerlendirmeye tabi tutmanız enim için onur verici..ben bahsettiğiniz ve 'neden böyle' diye sorduğunuz hususlara açıklık getireyim...
Şiir; bazen bir mısra üzerine yazılır ,bilirsiniz ağabey..bazen de kafadaki bir senaryoyu mısralara giydiriverirsiniz...
Ben genelde sevda şiirleri yazan bir adamım ..ancak farklı senaryolar denedim..şeklen serbest de yazdım..heceli de yazdım..heceli şiirlerimi dörtlük olarak beyitolarak 5'lik 6'lık olaak ve farklı şekillerde ve kafiye örgüleriyle yazdım..Üniversitede çok incelemişimdir ,kafiye örgülerini ve o tarzların hemen hepsine dair şiir denemeleri yapmışımdır..Özellikle Nurullah Genç'ten çok etkilenmişimdir,bu da şiirlerim de ruhen belli oluyordur zaten...
Aklımda bir aydır olan bir senaryonun ,düzenlenmesiydi bu şiir...ilkönce çapraz kafiyeli dörtlüklerle yazmaya başladım..sonra aralarına 6'lıklar yazayım dedim olayı hikaye şeklinde anlatmak için..farketmişsinizdir,aslında ben bir hikaye anlatıyorum...
Sonra 3 adet düşündüğüm 6'lıklar daha sonra 5 'e çıktı ve 6'lıklar da 8'lik oldu...sonra 2'likleri vurgunun ve anlamın oralarda yoğunlaşması için sonradan ayırdım..böyle bir kafiye örgüsü benim bildiğim kadarıyla yok ağabey..o şekli yazarken ayrladım ve sonra düzenledim...
**O yüzden son bölüm dörtlükle bitmiyor , 6'lıkla başladı 6'lıkla bitiyor..dörtlük eklemey sona düşünmüştüm ama şiir son beyitle tamamlanmıştı ve orada bırakmalıydım belki sonuna bir dötlük eklerim sonra...
Şiiri bir günde yazsam da ,anlam ,akıcılık ve kafiye örgüsüyle zaman içerisinde uğraştım..ilk bölümde sizin ifade ettiğiniz kafiye sıkıntısını aşmak için uğraştım mesela..çünkü şiirin ababba bb şeklindeki kafiyelenişi için (dörtlükler çapraz kafiye)emek harcanmalıydı ve harcadım da ,bir mısraya bir kelimeyi bulmak zihimi birgün meşgul etti..aslında önce o aaa olanları hep serbest bırakacaktım ki vazgeçtim...
İlk bölümü açıklarsam size ,şöyle ifade edbilirim kafiye örgüsünün burada da aynı düşünüldüğünü ve 6. mısranın serbest olmadığını...
Senli günler geçiyor, gözlerimin içinden.. Bir çocuk gibi masum, sokuluyorum sana. ‘Mutluluğu yaşattın, diyorsun, yaşadım ben, Senle olamasam da şükrettim varlığına, Bir ân pişman olmadım ,inan sevgimden yana.’ Bazen gözyaşlarıyla ruhuma yağıyorsun,
Gözlerindeki ışık yenilmiyor zamana, Saçlarını okşarken sarılıyorsun bana.
Ağabey, 3. mısra ,diyorsun,kelimesiyle bitiyordu ,redif olmasın diye o kelimeyi ortaya alıp 'ben ' kelimesini sona aldım.. yani benim düşüncem 'içinden ,ben,yağıyorsun '....ekler aynı işlevde değil ve 'ben' kelimesi de kök halinde.. 'n' leri yarım kafiye düşündüm ben...sizin düşündüğünüz gibi 'den'' ben' kafiyeli olup 'yağıyorsun' serbest değil ..öyle olsa onu diğer bölümler için de düşünürdüm...
Ağabey bu bilgiler ışığında tekrar gözden geçirirseniz sevinirim..benim için çok önemli bir şiir bu .. ruhunu seviyorum,onun için hece kalıplarına sokarken uğraştım..bence fena olmadı da..içeriğiyle ilgili bir şey de söylememişsiniz yanlış okumadıysam..mesela hikaye şiir diliyle sekteye uğruyor mu..yaşanan özlem okuyana az çok sirayet ediyor mu..etkieniyor mu okuyucu anlatılandan..yoksa şekle sığdırmak anlam olmadıktan ve okuyucuya nüfuz edemedikten sonra bir işe yaramaz ki..
Ağabey, şiirimi engin bilginizle değerlendirmeye tabi tutmanız enim için onur verici..ben bahsettiğiniz ve 'neden böyle' diye sorduğunuz hususlara açıklık getireyim...
Şiir; bazen bir mısra üzerine yazılır ,bilirsiniz ağabey..bazen de kafadaki bir senaryoyu mısralara giydiriverirsiniz...
Ben genelde sevda şiirleri yazan bir adamım ..ancak farklı senaryolar denedim..şeklen serbest de yazdım..heceli de yazdım..heceli şiirlerimi dörtlük olarak beyitolarak 5'lik 6'lık olaak ve farklı şekillerde ve kafiye örgüleriyle yazdım..Üniversitede çok incelemişimdir ,kafiye örgülerini ve o tarzların hemen hepsine dair şiir denemeleri yapmışımdır..Özellikle Nurullah Genç'ten çok etkilenmişimdir,bu da şiirlerim de ruhen belli oluyordur zaten...
Aklımda bir aydır olan bir senaryonun ,düzenlenmesiydi bu şiir...ilkönce çapraz kafiyeli dörtlüklerle yazmaya başladım..sonra aralarına 6'lıklar yazayım dedim olayı hikaye şeklinde anlatmak için..farketmişsinizdir,aslında ben bir hikaye anlatıyorum...
Sonra 3 adet düşündüğüm 6'lıklar daha sonra 5 'e çıktı ve 6'lıklar da 8'lik oldu...sonra 2'likleri vurgunun ve anlamın oralarda yoğunlaşması için sonradan ayırdım..böyle bir kafiye örgüsü benim bildiğim kadarıyla yok ağabey..o şekli yazarken ayrladım ve sonra düzenledim...
**O yüzden son bölüm dörtlükle bitmiyor , 6'lıkla başladı 6'lıkla bitiyor..dörtlük eklemey sona düşünmüştüm ama şiir son beyitle tamamlanmıştı ve orada bırakmalıydım belki sonuna bir dötlük eklerim sonra...
Şiiri bir günde yazsam da ,anlam ,akıcılık ve kafiye örgüsüyle zaman içerisinde uğraştım..ilk bölümde sizin ifade ettiğiniz kafiye sıkıntısını aşmak için uğraştım mesela..çünkü şiirin ababba bb şeklindeki kafiyelenişi için (dörtlükler çapraz kafiye)emek harcanmalıydı ve harcadım da ,bir mısraya bir kelimeyi bulmak zihimi birgün meşgul etti..aslında önce o aaa olanları hep serbest bırakacaktım ki vazgeçtim...
İlk bölümü açıklarsam size ,şöyle ifade edbilirim kafiye örgüsünün burada da aynı düşünüldüğünü ve 6. mısranın serbest olmadığını...
Senli günler geçiyor, gözlerimin içinden.. Bir çocuk gibi masum, sokuluyorum sana. ‘Mutluluğu yaşattın, diyorsun, yaşadım ben, Senle olamasam da şükrettim varlığına, Bir ân pişman olmadım ,inan sevgimden yana.’ Bazen gözyaşlarıyla ruhuma yağıyorsun,
Gözlerindeki ışık yenilmiyor zamana, Saçlarını okşarken sarılıyorsun bana.
Ağabey, 3. mısra ,diyorsun,kelimesiyle bitiyordu ,redif olmasın diye o kelimeyi ortaya alıp 'ben ' kelimesini sona aldım.. yani benim düşüncem 'içinden ,ben,yağıyorsun '....ekler aynı işlevde değil ve 'ben' kelimesi de kök halinde.. 'n' leri yarım kafiye düşündüm ben...sizin düşündüğünüz gibi 'den'' ben' kafiyeli olup 'yağıyorsun' serbest değil ..öyle olsa onu diğer bölümler için de düşünürdüm...
Ağabey bu bilgiler ışığında tekrar gözden geçirirseniz sevinirim..benim için çok önemli bir şiir bu .. ruhunu seviyorum,onun için hece kalıplarına sokarken uğraştım..bence fena olmadı da..içeriğiyle ilgili bir şey de söylememişsiniz yanlış okumadıysam..mesela hikaye şiir diliyle sekteye uğruyor mu..yaşanan özlem okuyana az çok sirayet ediyor mu..etkieniyor mu okuyucu anlatılandan..yoksa şekle sığdırmak anlam olmadıktan ve okuyucuya nüfuz edemedikten sonra bir işe yaramaz ki..
Bu sayfa geldiğime fazlasıyla değdi çok güzel bir şiirle karşılaştım.Yaklaşık bir saattir sayfa önümde duruyor.gerçekten güzel bir eser.Böyle güzel bir kaç eseri yeni sekmede açık tutup arada bakıyorum.Tebrikler teşekkürler...
Şiirin nabzının gümbür gümbür attığı , gerek teknik gerek anlamsal babda okurunu zorlamadan sanatın ışıyan o güzel güneşinde aydınlıklara kavuşturan mükemmel ötesi bir eser okudum yine kaleminizden.
Öncelikle hikaye kısmıyla başlıyor okurun şiirin büyülü atmosferine dalışı. Esas şiirin temelini oluşturan duygunun verimi bir sevda ve özlem şiiri olduğunun mesajını veriyor.
Daha birinci şiirin etkisinden kurtulamadan bu kez asıl şiire geçiyoruz. Evet Tekniksel anlamda büyük emek ve titizlikle yazıldığı, şiire verilen önemin ve saygının ayan beyan gözler önüne serildiği harikulade bir kafiye örgüsünü gördüm.
6'lık, 2'lik ve 4 Dörtlük dizelerden oluşmuş bir biçimsel dizaynla şiirde ahengin, ritmin gökkubbesine ulaş tırırken hocam şiiri şiir yapan gerçek öge olan anlamı, duyguyu en baskın ve etkili şekliyle okuruna hissettirmiş.
Kelime ve Kafiyelerdeki özende dikkatlerden kaçmayacak derecede titizlikle seçilmiş.
Söz sanatlarıyla beslenerek duyguya göz, kulak,koku, dokunuş olan anlatımla duygunun dehlizlerine seyirse bambaşka keyifti. Sıradışı ve farklılığın altını çizerken özgün kalem olmanın şairliğin birinci vasfı olduğununda kırmızı çizgiyle altını çizmiş.
Anlamsal açıdan baktığımda esere derin bir sevdanın kaybolmamış, kaybolmayada muktedir gibi görünmeyen özlem yüklü ayak izlerini görüyorum.
Takibinde aynı duyguları yaşamış yada yaşıyor olanları daha bir etkileyeceğinden emin olduğum son derece güzel bir lirik çalışma özelliği taşıyor.
Edebi anlamda gerek tekniği gerekse anlatımıyla mükemmele imzasını atan her dem eserlerini beğeni ve büyük gıptayla takip ettiğim sayın hocamı candan kutlarım.
Sevdanıza, yüreğinize, emeğinize bin sağlıklar dilerim.
Sanatçı kimliğinize ve yüreğinize sonsuz saygılarımla.
Şükran Hanım ,bu kadar zahmetli bir şiir yorumu yapmanız, insanın gururunu okşayıp insanı onurlandırsa da gerçekten size verdiğim zaman kaybından dolayı üzüldüm doğrusu..o kadar güzel incelemişsiniz ki şiirimi ve anlamışsınız ki beni ,sözlerim boşluğa savrulmamış veya asılı kalmayacak havada onu anlamış oldum..sizin gibi çok değerli bir kalemin naif yüreğinizde de makes bulduysa şiirim az çok meramımı anlatabilmişim demektir...
Şükran Hanım ,bu kadar zahmetli bir şiir yorumu yapmanız, insanın gururunu okşayıp insanı onurlandırsa da gerçekten size verdiğim zaman kaybından dolayı üzüldüm doğrusu..o kadar güzel incelemişsiniz ki şiirimi ve anlamışsınız ki beni ,sözlerim boşluğa savrulmamış veya asılı kalmayacak havada onu anlamış oldum..sizin gibi çok değerli bir kalemin naif yüreğinizde de makes bulduysa şiirim az çok meramımı anlatabilmişim demektir...
öncelikle belirteyim ki; bugün edebiyat ve şiir adına çok bereketli bir gündeyiz ve yine gelecek vadeden şair kardeşimizin mükemmel bir şiiri ile karşı karşıyayız.
şekil, akıcılık, duygunun zirve yaptığı ve inanıyorum ki; her okurun gözlerini buğulandıran bir güzellikti şiiriniz. kafiye zorlanmadan, sade dil ile nakşedilmiş dizelerin tamamında yüreğinizin tik-takları duyuluyordu sanki...
seçici kurulun hece seçiminde bugün çok zorlanacağını düşünüyorum ama biliyorum ki; şiirlerdeki kalite artışı edebiyatımız açısından büyük bir gelişmedir ve her güzel şiir gönüllerde yerini bulacaktır.
başarılarınızın daim olması dileklerimle emeği takdir ediyor, gözlerinden öpüyorum. sevgilerimle...
Sevgili ağabeyim,yüreğimin tik taklarını mısralara yüklemeyi az çok başarabilmişim ki o ses ta uzak diyarlarda olan size kadar ulaşabilmiş..
Sayfama uğramanız bir onurken bu kadar güzel ifadeler karşısında da insan inanın mahçup oluyor..bizler kıyısına bile varamadık daha şairliğin..inşaallah siz büyüklerimizin bu itici ,yüreklendirici sözleri kalemimize ve gönlümüze güç katar..
Sevgili ağabeyim,yüreğimin tik taklarını mısralara yüklemeyi az çok başarabilmişim ki o ses ta uzak diyarlarda olan size kadar ulaşabilmiş..
Sayfama uğramanız bir onurken bu kadar güzel ifadeler karşısında da insan inanın mahçup oluyor..bizler kıyısına bile varamadık daha şairliğin..inşaallah siz büyüklerimizin bu itici ,yüreklendirici sözleri kalemimize ve gönlümüze güç katar..
DEĞERLİ ŞAİR DOSTUM ŞİİRİNİZ ŞEKİL VE TEMA OLARAK ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR...ZEVKLE VE SIKILMADAN BİR SOLUKTA OKUYUVERDİM ....SU GİBİ AKICI DURU VE TEMİZ BİR ŞİİR ...SİZİN İLERİDE EDEBİYAR DÜNYASINDA DA TANINACAĞINIZA HİÇ ŞUPHEM YOK...AYRICA OKURKEN ZEVK DUYDUĞUM ŞAİRLERDENSİNİZ...İLERİDE DERS KİTAPLARINDA DA UMARIM ŞİİRLERİNİZİ ÖĞRENCİLERİMİZE OKUTURUZ VE DE ONLARIN İSTİFADESİNE SUNARIZ...SAYGILAR...TEKRAR TEBRİKLER KARDEŞİM....
Kıymeti şair dostum,değerli kardeşim Yücel Bey;elbette şairliğin kıyısında bile sayılmayız biz;ancak söyleyecek sözümüz var ve becerebildiğimiz de bu kadar işte..bu, insanı onurlandıran yorumun için en kalbi duygularımla selam ve saygılarımı gönderiyorum sana...
Kıymeti şair dostum,değerli kardeşim Yücel Bey;elbette şairliğin kıyısında bile sayılmayız biz;ancak söyleyecek sözümüz var ve becerebildiğimiz de bu kadar işte..bu, insanı onurlandıran yorumun için en kalbi duygularımla selam ve saygılarımı gönderiyorum sana...
Kendim için ''çok iyi şair'' gibi bir sıfat kullanmadım, ne haddime! Bunu türk edebiyatına kök salmış kalemler dahi kullanmazken, bu tür söz sarfedenlere şaşarım! Bana yönelttiğiniz eleştiri ''diğer şiirlerime baksaydınız bu özgünlüğü görürdünüz'' sizinde geri dönüt yapıp yorumda bulunduğunuz şiirim dışında bir şiir seçmiş olsaydınız kendinizle ters düşmezdiniz, ve benden kalırdı bir farkınız. Sizin yaptığınız bu Emre bey! Misilleme!
Arzu hanım teşekkürler...şiirim bir emeğin ürünü ve ben şekil kurallarını da gözeterk bir hikaye anlatıyorum..elbette anonim sözler ,deyimler ve atasözleri olacak, ortak bir dil kullanıyoruz..ancak özgünlüğü elden bırakmadan yapılmalıki ,diğer şiirlerime baksaydınız bu özgünlüğü görürdünüz...ben ,anonim sözler çok ,demenizi anlamış değilim ki kastınız nedir bu çokluktan..bir de bir yaşantıyı anlatıyorum ben..neyin gereksiz olduğunu( yani hangi mısranın) anlayamadım...
Kendim için ''çok iyi şair'' gibi bir sıfat kullanmadım, ne haddime! Bunu türk edebiyatına kök salmış kalemler dahi kullanmazken, bu tür söz sarfedenlere şaşarım! Bana yönelttiğiniz eleştiri ''diğer şiirlerime baksaydınız bu özgünlüğü görürdünüz'' sizinde geri dönüt yapıp yorumda bulunduğunuz şiirim dışında bir şiir seçmiş olsaydınız kendinizle ters düşmezdiniz, ve benden kalırdı bir farkınız. Sizin yaptığınız bu Emre bey! Misilleme!
Arzu hanım teşekkürler...şiirim bir emeğin ürünü ve ben şekil kurallarını da gözeterk bir hikaye anlatıyorum..elbette anonim sözler ,deyimler ve atasözleri olacak, ortak bir dil kullanıyoruz..ancak özgünlüğü elden bırakmadan yapılmalıki ,diğer şiirlerime baksaydınız bu özgünlüğü görürdünüz...ben ,anonim sözler çok ,demenizi anlamış değilim ki kastınız nedir bu çokluktan..bir de bir yaşantıyı anlatıyorum ben..neyin gereksiz olduğunu( yani hangi mısranın) anlayamadım...
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Ben kimseyi sevmedim, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
TEK KELİMEYLE HARİKA...YÜREĞİNİZ DERT GÖRMESİN..SELAMLAR
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Ben kimseyi sevmedim, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Ben kimseyi sevmedim, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
Şimdi her soru bir kor :’ Saklı mıyım kalbinde?’ Seninle geçecekti, hani bütün baharlar.. Mahkûmdur umutlarım bir fanusun dibinde, Yokluğun bir fırtına, gönlü sardı sonbahar.. Ben kimseyi sevmedim, sevdana ettim karar. Anılar sallanıyor, karanlığın ipinde..
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr…
Yazan yüreğe saygılar Mükemmel dizelerdi Sevgi saygı ve muhabbetle...
Mazi bir sahne şimdi, tülleniyor gözümde, ‘O Ağaç’ın altında sarılıp söz vermiştik. Her hatıra bir yara kanatıyor özümde, Hani gerçek sevdanın biz sırrına ermiştik. Dikenleri gül bilip, zora göğüs germiştik. Gelecek düşlerimiz karardı gündüzümde
Ufuklarda gözlerim, hep gözlerini arar, Şimdi nerelerdesin, bir ses ver sevgili yâr
Vuslat sancısının dillendirildiği her şiir bir başka oluyor... Tebrik ediyorum. Selam ve saygılarımla...
Ayrılık hüzzam bir şarkının en lirik bestesini sıralar mısralara. Onda fettan haykırışların sığ kahkaları yoktur. Tabloyu yaşanılır kılmak için dudaktan taşan zoraki tebessümlere aldanmayın. O tebessümlerde,gülerken ağlamanın asaleti gizlidir hep.
Ayrılık başlı başına bir çığlıktır. Onu bir trenin düdük sesi veya limandan ayrılan bir gemiyi uğurlayan martıların üzüntüsü örtemez. İnsanlar çok şey için yazılmaz yaşanır derler;ama bunu ayrılık kadar hak eden başka ne ola ki….. Vakit tamamdır artık,yolculuk başlamalı. Aslında hiç durmadı ki demek neyi değiştirir? Yolculuk başlamıştır,karanlıkta mecalsiz sallanan eller,öylece havada kalmıştır. Gözyaşları zoraki tutulur kirpiklere,dudaklar depremdedir belki de, dokunsan ağlayacak gibidir bazıları,bazılarına dokunmaya da gerek yoktur. Güle güle git demesi kolaydır sadece. Oysa gülmek,kimin nasibi olmuş bu hengamede….
Veda herhalde gönle vurulan en ağır darbedir. Acıyla imtihan edilmiş,ızdırapla beslenmiş,kahırla sulanmış bir gönlü ancak bir ved yerle bir edebilir. Taşarken farkına varamadığımız nice mütevazi ayrıntı, ayrılırken koskoca bir dağ olup bağrımızın başına oturuverir. Sonra acı bir tebessüm bırakırız şehrin nar tanesi ufuklarına,bin hatıranında nasılda filizlendiğini görürüz arkada kalan manzaranın çakır gözlerinde….
Hangi yöne baksam,gözlerim aşina bir hatıra ile doluyor Hangisinden başlayıp,hangisinde durup ağlayayım? Hangisinin gözlerinden devşirdiğim hüzünleri anlatayım? Hangisinin gönlüne sığan koskoca sevdayı anlatayım? Ne gönlümde takat,ne de kalemimde mecal var!!!
Ve bir akşam biten hikayemizden biraz gurur,biraz hüzün ve birazda dostluk kaldı bana. Gitmek nasibimiz olunca,arkada kalan hayalinin hasretide kor oldu içime…. Yangınlarımıda alıp düştüm yollara … bir offff çektim önümde uzanan mesafelerden ürkerek… yaşatmak için yaşamak düşüyor bize… Hoşça kal güzel kız….
bu yürek devleti en güzel fetihlere layık.......Rabbime emanetsiniz......
bir mücevher ancak, bir sarrafın elinde değer bulup kıymetlenir değerli Mürsel hocam........... sayfanız bzim için bir mücevher dükkanı adeta bizlerde arasıra uğrayıp sözcükleri altın suyuna buluyoruz sadece ............
ayrıca sürekli geç uğramaktan şikayet ediyordum hep bu gün nasip oldu ilk yorumu biz düşmüşüz sayfanıza...çok sevindim...
ve ayrıca resimlerde ayrı bir güzellik söylemek lazım.....güzeli yad etmek sevaptır güzeldir hocam....
dua ederim çok değerli kardeşime... duaca dost kalem.....
Mehtap Hanım ,ziyaretiniz ve bu engin yorumunuz için çok sağolun..ben bir hikaye anlatmaya çalıştım,belki de herkesin az çok başından geçen..fakat siz bu kadar uzun ve çok güzel bir yorum yazınca şiirim inanın sönük kalmış..Allah razı olsun..Rabbim gönül güzelliğinizi ziyadeleştirsin.. selam ve dualarımla...
bir mücevher ancak, bir sarrafın elinde değer bulup kıymetlenir değerli Mürsel hocam........... sayfanız bzim için bir mücevher dükkanı adeta bizlerde arasıra uğrayıp sözcükleri altın suyuna buluyoruz sadece ............
ayrıca sürekli geç uğramaktan şikayet ediyordum hep bu gün nasip oldu ilk yorumu biz düşmüşüz sayfanıza...çok sevindim...
ve ayrıca resimlerde ayrı bir güzellik söylemek lazım.....güzeli yad etmek sevaptır güzeldir hocam....
dua ederim çok değerli kardeşime... duaca dost kalem.....
Mehtap Hanım ,ziyaretiniz ve bu engin yorumunuz için çok sağolun..ben bir hikaye anlatmaya çalıştım,belki de herkesin az çok başından geçen..fakat siz bu kadar uzun ve çok güzel bir yorum yazınca şiirim inanın sönük kalmış..Allah razı olsun..Rabbim gönül güzelliğinizi ziyadeleştirsin.. selam ve dualarımla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.