7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2539
Okunma

kristal taşıyan yorgun hamallar tırmanır ayrılık yokuşunu
sırtında fırtına
saçlarında kış
omuzlarında karlar yığılı,
kan sağılır gözlerinden
dağılır düşleri
çukurlarında birikir eski bakışlar;
yaslı başına konmuş bir keder kuşu
önü ayaz
ardı tipi
yıkılmış duvarlardan
çökmüş hanlardan beterdir sevdasını yitirmiş biri.
yüzünde ihtişamlı bir acıyla
gölgesi yabancıyla gezerken
sataşır mahallenin çocukları
dalgalı laflar atar pencereden sarkan genç kızlar;
aşkın cakası çoktan bitmiştir
artık gül yakışmaz yakasına
tanısın diye Azrail
sol yanına solmuş bir karanfil takar.
getirin mavzeri,
kalbi kırılanları da vurmalı
gönül yolunda koşamaz gayrı bu güzel atlar!
ö.n
5.0
100% (2)