1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
830
Okunma
esrik gözlerimin yarı uykulu ucuyla bakarken ufuklara doğru,
nutkumun tükenmiş sesine üflüyorum son sigaramı
henüz tamamlanmamış sevdalarımı toplarken yıldızların koynundan
savruk düşlerimle düşüyorum zemheri ayazlara
düşüyorum azapsı yalın çığlıklarıma
ve üşüyorum henüz intikamı alınamamış yıkımlarıma
sana dokunmaya yetim ellerimi yumruklayarak kırıyorum
giderek içimde büyüyen yokluğunu,
başımı yastığıma her koyuşumda öldüğümü saymıyorum
gülüşlerimi gelişine gebe ettiğinden beri
benliğime musalla bensizliğine içiyorum her gece
sükunete havlu atmış yüreğimde kopan fırtınaları
bilmiyorsun...
beşinci mevsim’imi bilmiyorsun
ayyaş gecelere, kaldırımlar boyu seriyorum postumu
ve hasretin kokan şehri kana buluyorum
boy boy manşetler atıyorum deniz kıyılarına
henüz doğmamış şafakları dibe vuruyorum şişelerde
sonra gölgelerimle kavgaya tutuşuyorum
kendimle boğuşup, kendimle düşüyorum rezilce
kolay olanı seçiyorsun...
gidince bitti, zaman alıştırır sanıyorsun
kendimden her geçişimi saymıyorsun
şimdi döşüşüme kibirlenerek bak
bir gün baş aşağı olduğunda görürüm senide.
5.0
100% (1)