29
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2309
Okunma
Hayat değirmeninde
öğütüyordu beni zaman
zerre,zerre miskal,miskal
eşiklere turap olsamda
ahhh deli gönül savrulsam,
öbek,öbek harman,harman
bir çırayla bir çıngıyla yakılsam
alev,alev duman,duman
gök yüzüne uzansam.
Yıl,hüzün yılıydı benim için
dayanmıştı kara gün...
kapkara heybetiyle kapıya
elde yok avuçta yok
dert dersen katmer katmer
bire bin ekleniyordu sayıya
ilk huzur denen hal terki diyar eyledi
ardından soframdan yüz çevirdi et
kapılar kapandı birer birer yüzüme
ölümün eşiğinde bu gün
duruyordum nihayet.
Ölüm, kurtuluşmuydu bilinmez
lakin aslın başlangıcı olduğu belli
zor ve badireli günler gelip çattı
çöreklendi yılan gibi kapıma
önde ben,ardımda çocuklarım
yokluktan minicik yavrular
kıvranırken kıvrım,kıvrım
Allahım kurtar bizi diye
el açıp dua ediyordu,
gözü yaşlı çocuklarım.
Bir baba için en zor anlardan biriydi bu an
çocukların gözünde küçülmek
bir lokmaya kul olmuşuz biz
yaşamak denirse buna eğer
evladır bin kez ölmek
ölüp ölüp dirilmek...
dünü arar olduk her geçen gün
yarından kesildi umudum
kanım çekildi damarlarımdan
yüzüm,sessizliğine büründü ölümün...
5.0
100% (14)