gözlerde uzayan liman
demir alan gemiler
uyuyan uzak

umut
kuşun gagasında çekince
çekirge

deva sunan
şarabı yakan dudak

avuç içi çark
toza bulut katan kasırga

kasa yüklenen dava
ufalmış gövdeye yumruk

ayakları kesen kanat
sahibini ezen toprak

imgeye tutulmuş ustura us
dört köşe
yuvarlanan hesap

kaba doğranan büyü
sıçrayan yara
kafası kusmuk adam

resmi ezen çerçeve
karanlık gövdeli zindan
yasağı güneş
sevdayı körükleyen haz

havlu atan cihan
maviye kopan fırtına
laciverde düşen yangın

kendini yutan zaman

gölgesine ağlayan gök
vuslatını yakan güneş
köküne kurt düşmüş ağaç

köçeklerini yemleyen ayna
sır dünya
tasasına küs
yakut
yedi başlı ejderha
gövdesine yanık kuyruk


akrebi sindiren sürüngen
rengine türemiş insan

duygu boyayan şair
zifir kesmiş nefis
abdestsiz gönül

kustuğu sarıya hoyrat akan kader
kahpenin döl yarası
tanrının çok seçenekli yaşam sunağı

elleri titrek
gün yutmuş güz

bütün çarmıhlar ki anıt
göğsünde deryası
sapkına sapkın spartaküs drenci
ruhunu kan ile dölleyen ordu

kuyruğunda peynir gemisi yürüten fare
özgürlüğü çizen kuş
karanfil döken uçurum
astarını döven yüz

maviyi çerçeveleyen atlas
çamura yatan yağmur
damlaya akan ayna
küresine ayet mavi
beyaz taşıyan güvercin

külünü kaptırmış ateş
sevdaya yumulmuş kürek


kopsa kıyamet kendiyle yüzleşemez
iki eli yakasında ahret



Sude Nur Haylazca