12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1892
Okunma

ne zordur anlatmak herkesin bildiğini
kanayan yaraya tuz basmakla eş değer sanki
uzun bir yolda
acımasız bir kavga
senin için kaf dağında mı saklı
açık gözle gördüğün rüya
belki farkında değilsin
şahdamarından tokat yemiş gerçeği
umudu yetim bırakan dudaklarımız
yabanıl bir zambağın ağzında mühürlenirken
umursamayan yalnızlıklar halinde yaşlanıyoruz
biz ne kadar çok konuşursak
içimizde ki acı sana o hızla boşalacak
kara suların vicdanı boğduğu
tahtadan adımlarınla yürü
yürü çocuk sen yürü
“bittim” dediğin yer de başlıyor hayat
ağlamaya müsait ruhun
aldanmaya müsait saflığınla çıkıyor yola
aşina bir serzeniş gizlenmiş düşlerine
bilirim kanser başlangıcıdır senin o gülmelerin
bütün tonlarında hasret
emzirmeyi öksüz bırakan toprağa kavuşurken
kucaklanmaya değer bir takvim yaprağı
senin için gelecek
gelecek senin için gelecek
koparmak ne mümkün uzaklıklardan
düş/tün tüm bilindik kitapların kutsallığında
gölgesi yüreğimizin üzerine çizilen kıvrımlar gibi düş/tün
tüm niyetlerin bedenleri varmışçasına
görünebildiği bir yerdesin
tahtadan adımlarınla koş
koş çocuk sen koş
“öldüm” dediğin yerde başlıyor hayat