0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1199
Okunma
Yozgat, Bando, Candarma.
Çobanoğlu Hati;
Temiz Kalpli, Cahil, Dürüst,
birazda Kürt.
Okuma-Yazma;
"- Na zanım !"
Yok, amma;
Kuranı ezbere bilir.
Kısar Gözlerini Parmak ucunda,
söker.
Sallanır, söyler Sure’leri. "Hatim indirir" yani.
Hatim indirir yani.
İnanmaz Alay Komutanı;
"- Getirin İmam’ı !"
Emir, emirdir. Gelir.
"- Oku!" der, okur.
"- Dur !" der, durur.
Gösterir başka Sure’yi, hemde ortadan.
O iri, Dev Cüssesine sığmayan, kadınsı, ince, billur Sesiiyle
sallanarak Yerinde,
İnletir Mekanı Hati,
dinletir Kuran’ı.
Ben "Parlak-İstanbul’lu", Bando’da Yazıcı;
"Ünüversite-Terk, Karavana-Yıkamaz" Takımından,
Hati’nin Masabaşı’sı.
Zorunluyum belletmeye ona;
"Asker kimdir?"ç "Her ihtiyacı Devlet tarafından karşılanan Er’e, Asker denir"
Cevabını;
Noktası-Virgülüne dek ezberlenecek...
"Hazır-Ol" da söylenecek...
"Bilmemek yok!" Emir...
"- Alay Komutanının Adı nedir?"
Akşam, Kayseri’li Çavuş Cabbar
(Gaddar-mı-Gaddar)
girer Yemekhaneye, Subay Kasketiyle.
Yemek Sonu İmtehan!
"- Amanin, aman-aman !"
"- Diiik-kat!"
Herkes ayakta, Mum gibi.
"- Asker kimdir, Hati?"
Hati’de kem-küm.
"- İstanbullu-Parlak.
Hati’ye dört Tokat at!"
"- Atamam Komutanım, merhamet."
"- Vaaay, Emre Başkaldırı. Hıyanet !
Hati Oğlum. Göm bakalım Vatan Hayinine, nihayet."
Daha bitmeden Emri Çavuşun Ağzında,
Hati Havada uçar, şaklatır İstanbullu’ya;
"- Şaaak-şaaak!" Tokatı.
"- Cıma vurman, Kurban?
Eziki na vurman.
Yeriz hevli dayağı."
İki Dost,
dört Göz ağlar
İkinci Alay’ın iç Avlusunda.