yoksun işte...

1

Söylenmemiş kelimelerle doluyum ,bitkin,
Ardımda gölgemden eser kalmamış,
Terkedilmiş bir şehrin en ücra yerindeyim,
Yoksun işte...

Kabuslara gebe kalmış uykularım,
Çıkmaz bir sokak,bir kanlı mendil,
Alnıma ihanet kurşunları sıkıyorlar yetiş,
Yoksun işte..

Yapraklar dökülüyor,mevsim sarı sonbahar,
Çöpçüler küfrediyor,ben susuyorum,
Ağaçsa ağlıyor,canından can gidiyor,
Et tırnaktan ayrılıyor yetiş !!!
Yoksun işte...

Yoksun işte ölüyorum sessiz,
Birkaç resim,
Verilmiş onlarca söz,
Ve koskocaman bir yalnızlık hücremde,
Hiç kırgın değilim ama,yoksun işte...




2

Yoksun işte,
Defalarca kez öldürselerde üzebilirlermi beni ?
Nefessiz kalsam,yersiz yurtsuz,kimseler sormasa halimi...

Yoksun işte,
Korkardım hep yokluğundan,
Şimdi hangi acı korkutabilir beni...

Gitmek istiyorum buralardan,
Deli poyraz günlerden dökülüp gitmek.
Şimdi ağaç yaprağa hasret,
Rüzgar kırılmış dallara,
Deniz yosuna hasret,
Bense yalnızca sana...

Kederlerim diz boyu,
Artık ışıksız kaldırımlar,
Sevda bu,görmekte var görmemekte,
Lanetler olsun,yoksun işte...

3

Yoksun işte,
Hangi emir durdurabilir yorgun askerlerimi,
Kelimelere sığmıyor,bir bilseydin çektiklerimi...

Yoksun işte,
Dumanı tütmeyen evler gibiyim,
Her yanımı sarmış hüzün sarmaşıkları,
Sağa bakıyorum karanlık,solumu sorma,
Bakınıp duruyorum,
Yoksun işte...

Yaralı bir ceylan gezer dağlarımda,
Hem kanar sessiz sessiz,hem ağlar yalnızlığıma,
O gezer durur,ben bakarım ardı sıra,
Dağlarda bağırıp çağırırım,
Yoksun işte...

Öüme terkedilmiş bir ihtiyar gibiyim,
Bir pencere boşluğundan bakıyorum dünyaya,
Ne gelen bir ziyaretçim var,nede umudum yarına,
Kuşlara bile soramıyorum seni,
Yoksun işte...

Yoksun işte,anlamsız uykular,
Her yanım kördüğüm ,kanlı hançer akşamlar,
Bir kuşum sanki sessiz sessiz pencerende,
Kanatlarımı kırdılar,yoksun işte...




enginname...




’’ işte gidiyorum yine...kurtlar sofrasında bırakıp seni....’’