92
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3354
Okunma
Ahh...! Dila
sabâ huzuruyla dolmuştun içime
bahar tomurcuğu iken dalında
yaktı / kavurdu yaşamın ateşleri bizi
kahır vuruyor saatler şimdi
kaç akşam daha böyle
yaralanır / kanar ve ölmez bende ?
ışıltılı yolum uğramışken kesintiye
ben ölürüm her seferinde yeniden/ yine
dirilir Anka gibi ; yeniden ölürüm
kendi gözyaşlarımla boğulurken
göçüp ardından gelirim / de gelemem...
nişan alınıp devrilen
her umutta bin kez ölürüm...
Ahh...! Dila
yarım Sen’le gitmiş
neye yarar, tamamlanamayan sızılı yarım ?
nasıl anlatabilirim sensizliğimi ?
hangi söz tamamlar seni ?
serapken çölde vaha
hasret yanıyorken dört bir yanım
bedevî susuzluğumda
hangi suyla söner yangınım ?
Ahh...! Dila
deli poyraz bir rüzgârın
kamçısı şaklıyor durmadan içimde
acılarımla kıvranırken
kaçamıyorum/ ne yana dönsem uçurum
sökemiyen şafağım
varılamayan yolumsun
bir hicaz şarkıya döndün içimde
son fırça darbelerini vuramadan
bozulan mutluluk resmim
sevi tohumları sürgün vermeyecek bir daha
düşmeyeceksin içimden asla
ıssız koyumda
bayramı bekleyen çocuk gibi
bekleyeceğim sana gelmeyi
bekleyeceğim...bekle...bek...
(" elbet bir gün buluşacağız")
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir
5.0
100% (1)