8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1463
Okunma

nicedir kalp yarasında doğar umutlar
kendi kendine
içi emilmiş hayatların seferinde yol alır
bomboş…
yüzü mor hüznü saklayan
yazısı kara geçmiş söylencesidir ayrılık
iki bayram arası öpüşmüş
tığ işi ile işlenmiş dudakların
kenar süsünde birikir
biriktikçe
gözyaşını boğar ellerin
lâl yerini alınca
kirpiklerin kapanır ya karanlığa
okunmamış duanın amini gibi
bomboş bırakınca rüzgara seni
ne kadar gidersen o kadar iyi
yorgun parmakların
ayrılığa müsait kırılganlığıdır yalnızlık
en ucunda çatlak damar
çığlığını vurunca yürekten
oluk oluk akar bilinmeyen renkte
aktıkça
kalabalığa yol alır gözlerin
hasret yerini alınca
kolların kapanır ya açılmaz olana
kavuşmayacak bedenin tesellisi gibi
bomboş bırakınca sana seni
ne kadar kalırsan o kadar iyi
sûretin can evinde
çekilmekten yorulmuş sabırdır aşk
divane ruhlar iğnelendikçe kedere
ve inanmak istedikçe kadere
azalır kendi zamanında sevda
azaldıkça
aşk’a noksan gelen tamamlanır
yeniden başlayınca
kalp kapanır ya eskimiş olana
yaşanmayacak hayatın tekrarı gibi
bomboş bırakınca aşk’a seni
ne kadar seversen o kadar iyi