14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1761
Okunma

henüz hayat kendi matemini sunmamışken
iflah olmaz bir sevda
dik başlı söylencelerini yazıyordu kader diye
sahipsiz ölülerin kalplerine
kendinde yitmenin başucu kitabında ayraç misali
daha okunmamış sayfalarda
ve korsan baskısında
/bitsin…çünkü başka biri var
.
peki…bir gün o da bitecek ama/
yer gök yitirdikçe kutsallığını
içi boşalmış bir beden
boşaltmış diğer bedenle sürer hükmünü
ibadetle başlar inkâr
ruh sadece ikizini arar
bir seher vaktidir intihar aslında
kapağında
/sıkıldım…tekrar ediyoruz durmadan
.
aşk bu…yalnızca tekrarlar,tekrarlanmaz olanı/
gün ışığından sıyrılmış gölgeler eşiği vardır
ten kokularında ele verir kendini
bütün kutsal kitaplardan çalınmış aşk sözleri
ayrılığı buyur edince sofrasına
giriş bölümünde elmayı unutarak
iki yüzlü masalların anlatıcısı kaçar
düşlerimizin değişmeye müsait özünde
önsözünde
/artık söylenmemiş şeyler duymak istiyorum
.
ne tuhaf…oysa ben daha yeni başlamıştım/
direndikçe kalp okumamak için
aşk ille de okutmak için itaatkâr
şimdi tükürükleyip parmağını
çevirdiğin o sayfalar var ya
savruk bir sitemle suçluyor gözlerini
sesteş isyanların toplandığı dilinde
ki orası ne cennet ne cehennem
ortasında
/offf…anlamıyorsun işte
.
evet anlamıyorum…ama kendine anlatamadıklarını/
çözülüp yığılmış kalbinden susmak
bir yara gibi örter üstünü o an
sen de örtersin üzerine
kelimelerimden bir hazan
bitişte bir sebep kalır bir de belleksiz zaman
ömrünce acıtacak
üç nokta yazıp bıraktığın
son sözünde
bu adam…
/tamam buraya kadar…gidiyorum
.
tamam…nasıl olsa bir daha gelip okuyacaksın…biliyorum/