47
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2427
Okunma
peşin kırılmıştı yen’im
ışık sağanağından, görmemişti gözlerim
gelmeden, gitmiştin sen aslında
yolun sonu görünmüştü, taa başında
her seferinde
gelmene tedirgin duyduğum sevinç
gidecek olduğundandı
kulaklarım ahlat zamanın bekçisi
uçuruma sürükleyen rüzgârının
saklısında duran muamman
varla yok arasıydı gölgen
ikircikliydi sende aşkın rengi
gündüzle gece, hep ters yüz, senle yolculuğumuzda
kâhinin bilmediğini bildim, yürürken yollarında
hep ben tükettim suyumu
kendime akamayan nehirdim
sen, sevgiyi yeşertemeyen kıraç toprak
ince ince kırıldı gün ışığım ; yitip gitti bendeki dirilik
böyle geldin / gidecektin yine böyle
deniz yıldızı hikâyesinde olduğu gibi
katkın olamadan bu sevgiye
yüzünü bir açıp bir kapayan güneştin
için için azaldın / patlamadı baharın
yüzündeki uzaklıkta
yabancılık duygusunun ayırdı
yarın yoktu bakışlarında
öfkem kendimedir şimdi
bildim / bildim de, neden dönmedim geri ?
sebep o ki ; dinmedi içim
kendimi hiç affetmedim
her sen’ li zamanda hâlâ
yürek kökümde hep o ince sızı...
Hâdiye Kaptan
5.0
100% (1)