22
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1932
Okunma

Yokluğuna hazırlanıyor şimdi şehir
İç içe geçmiş anekdotlar
Tutuşturulmuşken yırtık çaputlarla
Kendi ekseni etrafında dönüyor yalnızlıklar
Çarpım tablosunu unuttuğundan beri çocuklar
Unutuldu mutlulukla hüznün çarpımından
Elde edilen sonuçlar
Fahişeliği eskidir şimdi şiirlerimin
Yorgan altında kalan düşlerimi sunarken
Çoktan gitmiştir aşk
Aslında hiç gelmeyen bir düştür adın
Söylediğinde kekemeliğe tutulan
Sessiz bir şehir var şimdi ellerimde
Sensiz bir sokak hikâyesi dillimde
Kendini unutmuş pervaz yalnızlıkları
Tüttürülmüş sigaranın uçuşmuş külleri
Uçuruma salınmış yitik ayakuçları
Düşlerin parmaklıklarından süzülen acılar
Ben hep seni düşünürüm diye başlayan ezgiler
Sensiz bir şehir var şimdi ellerimde
Durgun oksijen solunumuyla
Seni arayan gözlerle beraber
Yapayalnız
Dişiliğini unutup çocukluğuna dönen
Elyazması gülüşlerin
Başka bir mevsime açarken kendini
Bir yabancı rüzgâr okşuyor saçlarını
Kalbim benden daha iyi anlatıyor kendini
Zemberek bir ağu ile anlıyorum ki
Sen yoksun
İstasyonlardan adını unutarak geçen trenler
Anlatıyor salim bir akılla düşününce her şeyi
II
Yusuf’u özleyen Yakup gözlerim
Cam kırıkları sen ben ve o
İkilemler içinde yetişen
Solgun çarkıfelekler
Unutturdu iklimini baharlara
Puslu bir aynada saklı şimdi
Fotosentez mutluluklar
Nerede bitmiştin hatırlayamıyorum
Gittiğin gün ise dün gibi aklımda
Denklemi bozuk bir simyadan
Koparak attın kendini
Çığlıklara vuslat bir özlemin koynuna
Sensizliğe alışmış yüreğim
Sensiz bir şehre alışamayacağı gerçeğine atarken kendimi
Ben yok oluyorum aslında
Gözlerimde yitik bir hırka yumuşaklığı ile
Kuyudan çığlığı kopan bir Yusuf ile koşuyorum âmâlığıma
Şimdi sen yoksun
Ciğerlerime saplanan veremden kalma cam kırıkları
Nikotinin sırrından akarak işleniyor bedenime
Dizlerimde ölüyor şimdi ateş böcekleri
Yasak bir peronda becermeye çalışırken sevişmeyi
Korkma
Kimseyle değil kendimle aldatıyorum seni
Yatağımda kurumuş yarasa sütü ile
Kirletirken düşlerimi
En masumane halimi bırakıyorum
Karanlık gözlerinin zindanına
Kıtlık hüküm sürüyor şimdi yüreğimde
Hasatsız geçiyor mevsimler
Yabani duygular çürütürken şivesiz sevdalarımı
Yarım acı aksanıyla özlüyorum ben seni
Şimdi köşe başları tutulur
Ayın ineceği zemine yıldızlar doluşur
Beklediği bir nurdur gece misafirlerinin
Biten bir masalın ardından kalan
Etik bir yalnızlıktır ceplerden taşan
İmbiklerden damıtılırken yıllandırılmış aldanışlar
Kendini yedi cüceye pazarlayan prensesten
Daha fazlası lazım suskun bir bedevinin iknasına
Bıraktığın gibi değil
Unuttuğun gibiyim bugünlerde
Sözlerim düşlerime yetmiyor
Düşlerim ise hiç bitmiyor
İklimler soğuk
Yazın ortasına düşmeyi beklerken son cemrede
Ben gittikçe sana düşüyorum
Anla işte üşüyorum
Yusuf’a hasret Yakup gözlerim
Selçuk ERKİ
--------------------