3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2786
Okunma

çürümüş portakal gibi
dünyayı sıksan
kan dökülür parmaklarımızdan.
sokakta insan ölüleri ve zulüm
çiçek takılmış
yakalarımızdan batıyor güneş
ne deniz mavisi gözlerimiz
topuklarımız ne kırlangıç yumurtası
çıplak gövdemizden
büyük ve uzun kemiklerimiz
açlığı bir madalyon gibi sarkıtarak
kadınlarımızın gurbeti kadar geniş
caddelerde işçilik yaparak
ölümle kolkala geziyor.
güneşe batırıp
parmakla çizdiğimiz ayın altında
kurşun gibi eriyip giden
karanlık bir gecenin
göğsündeki yıldızlar kadar uzak
ve petrol kuyularından
dar ve derin
toprak kokan gönlümüzün dört yanını
kanlı
bir hançer gibi kıvrılarak
kuşatsa da gök
sulardan ve acılardan
dokunmuş ölümle
kolkola gezen kemiklerimiz
bakırdan ve nar çiçeğinden
urgan gibi sevda çekiyor.
biz halkız
emeği terden
sevdayı gönülden vermişiz.