benden önce miydi
senden sonra mı brutus
belki harpagos’un çağdaşıyım
maskelediğim aşkı
ptolemaios saray katibimken
parmagon’da kitaplarla yaktırmıştı
kuşatılmışım imgelerle
görünmez korkularla
tüm günahları zebedi’nin
cenaseret gölündeki kayıktı
sırtıma binmiş ağları topladıkça
vikingler fışkırıyor sudan
ben bütün suları ağlıyorum.

nuh’un kaçtığı tufan
şarap olmalı aslında
yeryüzü bir balık
kolum kırık bir mermer
patara’da çığlık çığlık
kumların altında
sirakuza çağırıyor galile’yi
ben kartaca’da kalıyorum
ölüleri yakarken romalılar
general putton buldu beni
bir taşın dibinde gerillayken
bir uçtan diğerine gülüşüm
dağ başlarında pusu kurarken
hükümet güçlerine

hücum borularına karışıyor
gayda sesleri senin sesin
kays’a ulaşıyor çölde
kıskanıyorum onu kurduğu delilik şatosunda
ölüler korosu ezerken renkleri
beytanya’dan yola çıkarken
uğurluyor maria magdalena
lazarus’un bacıları marta ve maria
beni arzuluyorlar yataklarında
karanlıkları boyunca
garafon kağıtları boyunca karnavalların
bu çöl ne bir sirk durmadan dolaşan
ne de akdeniz kumsalı,içinde pelteleştiğim..