16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1432
Okunma

kirpiklerinde dağılan bu rüzgar
bensizliği gerçekten bilir mi
aşkta kan vardı
yolunda taze gelin kırpıntısı
gidişlerin boynu bükük elvedasında
hangi şehir kendini paklardı ki
ardından dökülen suyun bereketi kutsaldı
kirpiklerini söze değdirmiş ölü yapraklarında
günler uzamadan
iyi haberler ağlardı
ibresi bozuk pusulanın kavuşması
kendi yoluyla bir başka bahara
aşk kırılgandır zamana
aşkta yok vardı
unutmaktan doğan hiçliğin doğası
batan ayın kendi ışığında parladıkça
yer yüzü kendi intiharına masalcı başı arardı
içindeki ölümle bir yaşadığın huzursuz teselli
tinimdeki çoğul hasreti kucaklarken
arzulara kötürüm umutlar dizilirdi
ne yana dönsem
gözlerimde beni tutan bir şeyler var
gördüklerim kaçınılmaz ve ebedi
kendimi anlayana
kendimi kabul edene
ama kendim olmayana
aşk aldanır zamana
aşkta sus vardı
hayalleri damarlarına akmamış varlık
alabildiğine yoğun duymaktayken kendini
sanrıya üşüşen düşler geçidiydi indirdiğim
durup dinledim
içimde git git bir veda
oraya bir iç bırakıyorum
beni bağışla
çünkü sır çözülmedi daha
mühürsün dilimde
ve gölgesi gıybet kırıntılarının kederinde
kovuldumsa sözünden
aşkın içinde can damarıdır tükenen
susma
şimdi her aysız gece
sükuneti meleklerin sırtlanacağı uzak bir efsane
yokluğun yetmiyor yeniden yaratmaya
aşk sırdır zamana
alicengizoyunu
(…her ölümlü kendi dünyasını gömer… ben sadece uyuyorum… sana uyanıyorum…)