8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1444
Okunma

Vakit, hüzne soyunduğunda
Yüreğimle sırılsıklam olan
Yalnızlık kalabalığını yık al ne varsa ellerim…
Küflenmiş kabahatsiz hecelerim…
Düşüm kimliksiz ve sahte tebessümler
Aklanmaya meyilli kalbimde…
Gel
Vakit doldu seherde
Geçti kızgınlığı cendere içinde kaynayan
Sızılı düşlerimin…
Gülün gölgesi düştü
Uykuları hor sayan sayıklamaların
Kepaze gözlerinde
Rengi siyaha düştü
Gölgesi kan kırmızı…
Yankılarım yol ayrımı vicdanın…
Doğruları bulmaya yöneldi kavramlarım.
Serapsız çöle ekilmiş doğru
Benim gibiydiler aheste yeşermek derdi
Ve masumiyet giysisi bencilce alınmış…
Şimdi susmak düşer
Köşe başı yürekte…
Gülün ilk gölge düşümüydü
Vakitsiz seher tadı…
Derin huzmelerin içli bakışları
Derinleşti içimde…
Kızgınlığım zehir zemberek tümcelerle
İklimimde Hazal yaprakları
Sarı ve gölgesi siyah…
Yüreğim kapalı
Güftesi zillete…
Zinhar! Köşebentleri yıkar kelamım
Suretim gider…
Bu dünyanın insanı değil
Azalıyorum,
Düşledikçe çoğalıyor
Seherim…
Yüreğimin namı yıldızların
Ucuna takılı
Saplanır gece bıçak gibi yarası
Yarasalar etrafında uçuşur
Bakın ki dört duvar değil
Yanılgılar deruhte karanlığa davacı…
Oysa aleni sırlar…