2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1232
Okunma
Bir yanlışlık yok doğrudur yaşadığım
Artık derin bakışlardan korkmayacak demdeyim.
Bir Fransız Karası üzümü korkuyla ezik
Bin yılın sevda hasreti
bin yılın korku eziği.
Kuşattın iklimimi ey Fransız Karası
Bir nefeste dört mevsimi dönerim
Bakışların iki kibrit çakımıdır gönlüme
Dumanım değmez sana
Ben yanarım
Ben sönerim.
Dönüp dönüp aynı şehrin çığlığına tutunup,
Aynı telaşın kuyusuna düşüyorum.
Bir sessiz bekleyiş
Çığlığı korkularıma tünemiş
Bir ney yanığı sevda
Dökülmüş tüm yollarıma
Ekmek toplar gibi topluyorum
öptüm başım üzresin.
Hani biraz düşünmesem seni
Çağın soysuzluğuna, halkların yoksulluğuna vereceğim kendimi
Ama,
Aşkın soysuzluğu ve sevincin yoksulluğu
Tırmanıyor gövdeme.
Belki sıcacıktır ellerin
Boynundan öpsem titrersin
Hayata küfretmekten yorgun dudaklarımı
Konuk etsem bir süre omuzbaşlarında,
Ürperen teninin sıcağıyla erir ellerim.
Taşa çalıp korkumu
Sorabilsem kim olduğunu ne olduğunu
Ve dokunabilsem gülüşüne
Kaldırsam gülüşlerinin kabuğunu
İhtimal ki gün görmemiş yaralar kanayacak.
Oysa ben sana adını bile soramıyorum...
Barış Çelimli