3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1024
Okunma

Bağımın al gülleri, bülbülden sarhoş olmuş
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler
Hülyamın çiçekleri, giyinmiş bir hoş olmuş
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler
Ateşlerin ziyası, dönüştü kızıl göle
Kıpırdayan dudaklar, benzedi susuz çöle
Muratların burcunda, ulaşmak için güle
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler
Durmadan yeşillendi, dünya denen dar kuyu
Gözlerde değişmişti, damlaların öz suyu
Yanarken bütün diller, ışıklarla kopkoyu
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler
Hakikatin nehrinde, yüzüyorken al güller
Nağmeleri dokudu, aşkla yanan kor diller
Esip dururken sık sık, melteme doğru yeller
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler
Zelihâ közleriyle, yâr peşine düşünce
Yusuf’unun gözleri, kor döşüne düşünce
Murat yüklü dili aşk ateşine düşünce
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler
Pervaneler dönüp de, cenneti müjdelerken
Zamanların ocağı, mâtemleri delerken
Huzurlara yol verip, isyanları elerken
Büründüler sûrete, ellerini kesmişler