2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1110
Okunma

aklımdan uzun kuyruğa düştüm
kellemi görürseniz söylemeyin
ölü tanıdıklardır peşimdekiler
şimdiki prensler gri atlı
tozlanmışlar mı mağaralarda
köhne mamutlar kadar
dolansın kordon yalnızlığıma
doğuncaya dek kusacağım
kırık kubbenin vitrin ömrüne
rafine insan yağlarımı kanayan
köksüz kavuşmala rmı
çağlarda çavlan
kirlenmeyi görmeden çöpgözler
dik gölgeler mi tartışacaktır
et takunyalı tellağın ten parıltısını
örümcek yiyen kavimler varken
yordamsız gırtlaklarda
bir somun tiner açlığı
sürünüyor uygunsuz adım
ayaklanan direniş heceleri
talancı kakavanla raprap düşünceli
gülmekse askerin son arzusu olmalı
omzuna yüklenirken
yaşamın cenazesi
ben ki timsah düşü nil’de uykusuz
kürdanda acı çeken voyvoda
eksosgazı sancısıyla kıvranıyorum
kopuk dünya mazeretidir sunulduğum
barkodlu kimlik acısı
kusursuzluğun yarası
hızlandığım duvardasın
acıtmıyor hurdanın leşi olmak
böceğin görüntüsü ikindide kalkacak
beşköşeli çember yamuğunda
antigeometrik beş vakit
alışacak bana elbet
denizden uzak dursun atık fenerler
ejder gazabında zevkimin çıkarı ne
şiir de yazmamalı
korkulukta kargalar yosun tutmuş
miş’li geleceğin örgüsünde
aykırılık yokmuş..