Göğsümün kapıları tekmeleniyor;
Kim ola ki sensizliğime gelen bu davetsiz misafir!?
Eskilerin çığlıkları,
Eksiklerimle dayadım döşedim,
O meşhur tek kişilik tımarhanemi,
Çektiğinden beri ellerini zincirlerimden,
Küçülmeye gitti kalbimdeki sonsuzluk yanılgısı,
Hislerinden arındı adeta, kalemimdeki titreyişler.
Çaresizliğimin köşkünde aldattı kaderimi, basiretsizliğim,
Aşk çöplüğünde ağarttım hayallerimi
Çok varmış gibi!
Cömertçe harcadım kendimi gözlerinde,
Boş bakışlar kaldı benden geriye.
Gökyüzüm, benli yeryüzüne kükrüyor,
Yağmursuz bir kızgınlığa teşvik ediyorum bulutları,
Elimde değil,
İçimden gelmiyor:
Kasvetsiz mevsimlere dualar etmek,
Söz verdim yalnızlığıma,
Küfretmeyecek şiirlerim artık, sensizliğime.
Göğsümün kapıları tekmeleniyor,
Sevgisiz bir kalbe bu saatte,
Gelse gelse patavatsız bir hasret gelir,
Gözyaşına susamış bir canavar gibi,
Öfkeyle aşkı resmetmem için defterlerime,
Daha katmanlı haspetmem için mahzenlerime,
Cennetin tüm kanatlarını toplayıp,
Gelse gelse bu saatte,
Çehren gelir.