0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
31
Okunma
Ey benim bahtımın ince rüzgârı!
Ben sana “gel” dedim, “yor” demedim ki…
Bir yorgunluğun ağırlığını değil,
Bir umudun hafifliğini çağırdım adınla.
Dallarımda kıştan kalma suskunluklar var,
Gel, bahardan müjdeler getir,
Bir tomurcuğun nabzını koy avuçlarıma.
Ben sana “es” dedim, “kır” demedim ki;
Bir fırtına değil,
Bir nefes istedim senden.
Ey rüzgâr,
Yaralı yaprakların dilini bilirsin,
Hangi suskunluğun yağmura dönüştüğünü,
Hangi bekleyişin güneşi hak ettiğini…
Gel, adımı an,
Toprağa düşen her heceyi dirilt;
Çünkü ben kelimeleri mezar değil,
Yuva bildim.
Sürgün edilmiş sevinçlerim var gecede,
Gözlerim sabaha tutuklu.
Bir ışık düşür pencereye,
Gölgeyi kısalt,
Kalbimi uzun bir bahar yap.
Kırlangıçlara yol çiz,
Geri dönsünler diye
Çatılara umut yaz.
Ben sana “dokun” dedim, “dağıt” demedim;
Bir eşiği aşalım istedim birlikte,
Kapıları incitmeden.
Hatıralarımın omzunda toz var,
Sil de parlasın;
Kırık saatlerim doğruyu göstersin,
Zaman bana küsmesin.
Ey rüzgâr,
İçimde bir çocuk ağlar bazen,
Adını koyamadığım bir eksiklikle.
Al onu, uçurtma yap gökyüzünde,
İpin ucunu kalbime bağla;
Kaybolmasın sevinç,
Rüzgâr savururken bile.
Ben sana “taşı” dedim, “savur” demedim;
Duamı al götür,
Yük değil, emanet bil.
Bir gülün sırrını bırak avluma,
Bir kuşun cesaretini ser avuçlarıma.
Korkularımı incelt,
Geçecek kadar.
Ve eğer yorulursan ey rüzgâr,
Bil ki ben de yoruldum;
Ama umudu yormadım hiç.
Gel, birlikte dinlenelim bir an,
Bir ağacın gölgesinde,
Sessizliğin en temiz yerinde.
Sonra yine es—
Ama bu kez
Dünyayı incitmeden.
Ey benim bahtımın ince rüzgârı!
Ben sana “gel” dedim;
Gel de kal.
Çünkü ben sana “es” dedim;
Kırılmadan çoğalalım.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)