Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
kayıpkentli
kayıpkentli

Şeytanı da Beklerim

Yorum

Şeytanı da Beklerim

( 8 kişi )

3

Yorum

19

Beğeni

5,0

Puan

233

Okunma

Şeytanı da Beklerim

Şeytanı da Beklerim


...

I)


Göğsümün kafesi sır
Ellerimde bıçaklanmış sabahlar
Gözlerimde bela...

Neredesin desem
Beni bul desem
Olmadı, içime çektiğim nefesi göndersem
Bulsam seni tanır mıydın beni?
-bu adam benim mültecim der miydin?

Kelimler kırık.
Kimin suyu içilir.
Kimin vurulur kapısına
Bilmiyorum.

Sevgilimi kaybettim desem, gülerler mi?
Kağıt toplasam, hurdaya çıksam döverler mi?
Çekirdek satsam, çay kahve dağıtsam kovarlar mı?
Bela olsam, elimi belime atsam, vururlar mı?
Bir derviş duası etsem devrana alırlar mı?

Seni kaybettim ya
Kabul edilir miyim artık ben?



II)


Gözlerimi kazıyorum ki ulaşayım sesime
Harflerden bir örgüyle bağlasam kendimi zamanın trenine
Batman çayında yıkasam gözlerimi.
Faki olsam, Teyrani olsam.
Kanatlarıma bakıp -gel seni Azize’ne götürelim derler mi?

Tırnakları sökülmüş parmaklarımla sayıyorum
Kaçıncı istiğfarın kurdelesinde kaldığımı
Yaktım infazımı
Topladım kuyulardan kemiklerimi
Bir dom çadırında başımda bir keman
Ateşimi çalıyorlar.
Diyorlar ki -bak bu senin türkün.
Belle.
Unutma.
Gittiğin yerlerde sadece bunu söyle.
Kimin hışmıysa bu üzerindeki
Götür geri ver diyorlar
Yahu diyorum, şikeftada beklesem gelmez mi?
Geçmez mi buralardan?
Hiç mi hacınız yok.
Sularını taşırım.
At ve kül beslerim.
Kına vururum yeni doğmuşlara.
Kartal kanadı sararım kollarıma.
Yollara çıkarım.
Yeter ki şurada bekle deyin bana
Bir derweşe ewdu da ben olurum.
Suya da okurum, kora da.
Yeter ki o seni gelip alacak deyin.
Bir rahim kazarım kendime
Uzanır doğururum kendimi

Zaman devlettir; ayrılanlara, Doğu’da
Vatansız, evsiz, dilsiz, ben Azize’siz, kimim
Entes’selam ve min’kesselam’dır kimliğim.
Ben barıştan ve aftan başka ne bilirim.
Kalu beladan beri kırgınım
Yaprak düşse ben düşerim.
Nesimiyim, derisi soyulmuşum
Mansur gibi çekilmişim,dardayım.
Zaman bir bombardıman
Geceleri
yürü
gündüzleri
saklan
geceleriyürügündüzlerisaklangeceleriyürügündüzlerisaklan
Bu ayrılığın eşkiyası benim



III)


Aşk için ne dedi erenler
Pirler ne buyurduysa söyleyin!
Ölüm mü buldu onu?
Yoksa bir başka hayat mı?
Bilmediğim ne var ey deliler?
Zehri bilenler, şifayı bilenler,
Bir dokunuşuyla iyi edenler
Nefesi güçlüler
Bana da üfleyin!
Canımdan can gitti.
Giderken beni de götürdü.
Dağlara sorun beni anlatır.
Dikenlerin, zamkın ve zambağın ten ülkesiyim.
Kirpilerin yatağında yurdum.
Uzakların ıslığı derler bana.
Islık şeytan çağırır derler.
Senden bir haber getirecekse eğer
Şeytanı da beklerim.

...

...

...

...26 ‎Şubat ‎2024 ‎Pazartesi,
‏‎03:43:31
Üsküdar

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (8)

5.0

100% (8)

Şeytanı da beklerim Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Şeytanı da beklerim şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şeytanı da Beklerim şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
elif.kurt
elif.kurt, @elif-kurt
15.12.2025 11:21:57
Bir arayış , mecnun misali , yunus misali, kerem misali, yüreği yandıkça küçücük bir umut ihtimaline kendini dağa taşa vurmaya razı , kentler dolaşmaya, sokak sokak aramaya,

Zaman devlettir, hüküm verir, geçtikçe aylar , yıllar, hayatını da değiştirir, yüreği barış ve af dolu bir münzevi gibi arayışı hiç bitmeyen bir şair . Bu ayrılıktan kendini sorumlu tutan, tekrar yeniden sevdiğine kavuşma isteği ve içindeki pişmanlıkla yüreği kor bir şair,

Aşk'ı arayan bir yürek ve her bulamayışında pes etmeden soran sorgulayan aşkı bulmak için her şeye razı olan bir gönlün harika bir tasviri vardı, samimiyeti, hikayesi ve yüreğe dokunuşu çok güzeldi,

İnsan aklı başına geldiği andan itibaren aşkın yokluğunu hissediyor ve onu doldurma çabasına giriyor, her defasında kayboluyor , bazan kendini bulma çabasına dönüyor bu ama içindeki sevdiğin gibi sevilme arzusu bazan başedilmez hal alıyor. Aşkı bulan bu dünyada ki şanslı insanlar bence arayarak can çekişen bizler ise birer meczup yüreğine sağlık, saygı ve sevgi ile.



Etkili Yorum
Ramazan Boran 1
Ramazan Boran 1, @ramazancboranc1
14.12.2025 21:28:32
5 puan verdi

Bir anlatıdan çok bir sürgün hâli.
İçinde bir mekânın yoksunluğu, bir kimliğin kanaması var.

Bir ülkeden değil, bir çağdan kovulmuş gibi sesler var.b Bir yurtsuzluk estetiği kuruyor şiir.
Yalnız coğrafi değil; bedensel, dilsel, inançsal ve zamansal bir sürgün olsa gerek bu.

Ne tam hayattadır ne ölüme razıdır.
dizlerini karnına çekmiş bir häl biçimi var.

Bir tarafta kabul edilme arzusuyla yan yana duran dışlanmışlıklar, diğer tarafta insanın bütün vatandaşlıklarını iptal eden bir felakete dönüşen sevgi kaybı.

Sevgi gidince iş de gidiyor yüz de gidiyor isim de. Tek bir ihtimal kalıyor geriye.O da bir “bela” olma ihtimali.
Belanın bile bir toplumsal karşılığı vardır bu dünyada:
Vurulmak,
kovulmak,
susturulmak.

Sonra art arda gelen sorular zinciri..

Cevap ihtimali bile bir belirsizlikle boğusuyor.
Gülünür mü,
dövülür mü, kovulur mu, vurulur mu…
Tüm refleksleri tek tek yoklanıyor. Her ihtimal bir başka dışlanma biçimine dônüşecek sanki.


Bu yüzden her soru,
dünyanın vicdanına atılmış bir taş gibidir sanki.
Suya düşüyor ama halkalar oluşturmuyor.
Çünkü şiirin mahkemesinde cevap ihtimali çoktan sakatlanmıştır.


insanlıktan düşmenin gerekçesi gibi sunuluyor şiir.
Sevgi ise kimliğin son belgesi olmuştur.
O belge yırtıldığında, kişi artık resmî olarak yoktur.

Kimliğin adı bazen Nesimi’dir,
bazen Mansur, bazen bir dom çadırında keman dinleyen adsızın biri.

Derisi yüzülmüş sözler, dara çekilmiş anlamlar dolaşıyor şiirin içinde.

Yer yer folklorik tasavvufi ve mitolojik süslere rastlıyoruz şiirde.İ
İnsan bazen kimliğini yeniden üretmek için mitlere, erenlere, dervişlere tutunmak zorunda hisseder.
İnsan kendini bugünün sert ve tanımaz diline anlatamadığında, geçmişin yumuşak ama yaralı seslerine sığınır.
Bir inanç meselesi olmaktan çok, bir hayatta kalma refleksi, çaresizlik durumu olsa gerek bu.

Ama yine de eksilme kaçınılmazdır..
Yıkılmış bir yerden başlamak zordur çünkü.


Zaman, insanın omzuna çöken görünmez bir mühür gibidir. Akmaz; tasnif eder sadece.
Takvim yaprakları gibi sessizce düşmez, kimlik sorar.
“Zaman devlettir” dendiğinde, yalnızca siyasal bir yapıdan söz edilmez burada;.
Zamanın kendisinin de bir iktidar biçimi olduğu ifşa edilir aslında. Kime ne kadar süreceğini, kimin nerede duracağını, kimin bekleyeceğini o belirler. İnsan işte bu zamanın içinde yürüyen bir yurttaş değil; çoğu kez dosyalanmış bir bedendir.


Yollarda, su başlarında beklemek…
Gelecek denilen şeyin gelmeyeceğini bile bile.ve kendi varlığını başkasının temizliğine feda edecek kadar silinmek.

Şiir bize der ki:

İnsan, sevdiğini kaybettiğinde sadece bir kişiyi değil; kendi yerini, adını ve yönünü de kaybeder. Ve yine de, bir ıslık duyma ihtimali varsa, eğer,dağlardan bir ses gelirse diye…

Bekler.
Gerekirse şeytanı bile.

Belki de bulmak, tanımak, sahiplenmek…
hepsi bir nefes kadar yakın, bir bakış kadar uzak.

"İyi şairler güzel yazar
büyük şairler iz bırakır"



İyi bir şair, sadece kelimeleri güzel bir şekilde dizmekle yetinmez; aynı zamanda dili sadelik ve durulukla yoğurur, onun üzerinden güçlü bir anlatıya imza atar.Sade ve duru bir dil, şiiri boğmaz; aksine, şiirin içindeki sesi açığa çıkarır.

Karmaşık sözcük oyunları veya gösterişli süslemeler olmadan da bir şiir, insan ruhuna nüfuz edebilir.Bunu kayıpkentlinin şiirlerinde rahatlıkla görebiliyoruz.

Sonuç olarak hem sade, hem duru hem de cesur bir dile hakim olan Kayıpkentli şair sıradışı şiirleriyle

ve sıradışı sunumuyla iz bırakan şairlerden..



En içten tebriklerimle
Selam olsun.

Etkili Yorum
Gule
Gule, @gule
14.12.2025 21:10:29
5 puan verdi
Öyle güzel döküyorsun ki içini; öyle sızlatıyorsun ki içimi...okuyunca 'burdan ben de geçtim, o acıdan, o ateşten, o külden ben de geçtim!" diyesim geliyor.

Çok güzeldi, seni okumak bir ayrıcalık...
Sevgi ve selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL