5
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
113
Okunma

hayatım bir hikayede sıkışıp kalmıştı,
kaçış imkansız, saklanmakta tek çareydi.
ıssız sayfa aralarına sığınıyor,
köşeli labirentin bir köşesine gizleniyordum.
kaçamayacağımı bilerek ağlıyordum,
çaresizce tutunuyor,
bir türlü özgür kalamıyordum.
yalnızlığımın öfkesinde,
duyulmayan çığlıklarım
başka sayfaların satır aralarına gizlenirken,
bu köhne yede sessizliğe gömülüyordum.
kendi hikayem dillere düşmüşken,
yaşadıklarım çoktan sayfalardan taşmaya başlamıştı.
kaçmaya çalıştıkça düşüyordum,
cevaplarını unuttuğum sorularla yüzleşiyordum.
yolum tek bir doğruya kesişmiyor,
boşluklar bırakıyor satır aralarında.
yerine koyamadığım sözleri saklıyordum
parmak izlerimin gizlerinde,
mürekkep kokan sayfaların suskunluğunda
gözyaşlarımla boğuluyordum.
çizgilerdeki o saklı izleri okurken,
sayfaların gizeminde kayboluyor,
hayal kırıklıkları yaşıyordum.
bir sayfa daha kapanırken yüzüme,
başkasını açıyordum.
kaçmaya çalıştığım o hikayenin kahramanı olurken,
sığmadığım sayfaların öteki tarafına imreniyordum.
çerçevesine sıkışmış eski bir resim gibi,
duygular taşarken o çerçeveden,
kaçmanın anlamsızlığı okunuyordu.
kapalı sayfalarda ne varsa dökülüyordu.
ben soluksuz kalırken, her şey ölüyordu,
sayfa aralarının çaresizliğinde
ölümün kaçışı yoktu.
her hikayenin eksik kalan bir yanı gibi,
eksilmiş bir hayatı anlatmak imkansızdı.
çerçevedeki o resim çok şey anlatırken,
yeniden yazabilseydim hayatın gerçeklerini,
tek bir kelimesine dokunmazdım.
-
nasıl bittiğinin artık ne önemi vardı ki…
ne zaman sıkışıp kalsam da,
bu hayat hep eksikti bize.
sıkışıp kalmak bir hikayede ve kaçamamak
çok şeydi, ama olmadı işte…
eksik kalmış bir hayatın renklerini yazamadım.
sayfalar arasında bir şeyler kaybolurken,
birkaç kelimesi eksikti hayatın.
ellerim unuturken yazmayı,
yüksek sesle bağırıyordum,
sesim duyulsun isterken…
olmadı işte.
sıkışıp kaldım öylece.
kaçamadım.
Mehmet Demir
221122 Gaziantep / Karkamış