12
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
207
Okunma

✍
Bir zamanlar her fısıltını sığındığım liman sandım seni,
Oysa sen, fırtınanın ta kendisiymişsin, karaya vuran.
Her kelimen bir zırhtı, beni saran, koruyan sanırdım,
Meğer o zırh değilmiş, içime saplanan zehirli bir okmuş.
Sırtımı dayadığım gölge, meğer ustaca yapılmış bir maskeymiş,
Bütün o yeminler, bir çırpıda silinen sahte, acı bir izmiş.
Sana adanmış her gece, her nefes, şimdi koca bir yük,
Hangi sokaktan geçsem, yalanının gölgesi düşer üstüme.
Gözlerimin feri söndü, ellerim buz, kalbimde kış,
Ne bekleyiş kaldı bende, ne de yanan bir arzu kırıntısı.
Ben o ateşte yandım, kül oldum, Binlerce kez yeniden doğdum,
Adına aşk dediğim her acıyı, en ağır ders diye kalbime yükledim.
Şimdi bu enkazın ortasında, yıkılmış duvarların altında tek başıma,
Ruhum, o saf, o yalana inanan eski haline karşı küs, isyankar.
Kime ne anlatsam nafile,
kimse görmez içimdeki bu derin pusu,
Senin bıraktığın bu derin yara,
ne bir iz, ne bir suçu temsil etmiyor artık.
Sadece bir ders; sert, acıtan, ama öğreten, yol gösteren.
Yediğim her vurgun, artık ne bir kayıp, ne de aşktan sayılıyor.
Saymıyorum o zehirli sözleri, o sahte heyecan dolu dokunuşları,
Saymıyorum, o gözlerdeki yabancı, soğuk ve hesapçı bakışları.
Onlar bir ihanetin soğuk, demirden, can yakan tokadıydı,
Aşk değil, ruhumun en derin yarılma anı, uyanış çığlığıydı.
O sahne bitti, ışıklar söndü, perde indi üzerimize,
Sen gittin, ve ben o boşlukta kendi gerçekliğimi buldum:
En güzel duygularımla, bilmeden yanlış bir yola sapmıştım,
Ve bu yanlış, beni şimdiye kadarki en doğru yere getirdi.
Git. Bırak bu kırık camları, bu keskin anıları ben toplarım.
Artık ne bir umut beklerim senden, ne de sana dair bir beklenti taşırım.
Ben o kalbi yeniden örerim, daha sağlam, daha sakin, çelikten.
Senin bıraktığın iz, artık hançer değil, geleceğime tutulmuş ibretlik bir işaret.
Çünkü ben, sana rağmen, tüm bu enkazın ortasında hâlâ ayaktaysam,
Demek ki o büyük aşk, sendeki
o koca yalan değil,
bendeki sarsılmaz güçmüş.
Cemre Yaman
5.0
100% (14)