1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
92
Okunma
Bana inat yapılan şeyler,
Beni kıskandırmaz:
Soğutur…
Ve soğudukça anlıyorum,
bir insanı kaybetmek bazen
bir mevsimin bitişi kadar sessiz,
bir ömrün ağırlığı kadar keskindir.
Sen…
Beni oyuna döndürmeye çalıştıkça
ben içime döndüm.
Sustuğum yerlerde kırıldım,
konuştukça eksildim,
senin umursamazlığında
kendimi yanlış bir hikâyenin
yanlış kahramanı gibi hissettim.
Bir zamanlar adımı
göğsünde saklayan kalbin,
şimdi benimle aynı odada bile
nefes almak istemiyorsa,
ben buna kader demem;
buna sadece vazgeçiş derim.
Hem de sessiz, hem de derinden…
Biliyor musun?
Ben kimsenin gölgesine yaslanmam,
kimsenin yokluğuna savaş açmam.
Giden gider…
Ben ise kalan yerimden toparlanır,
kırıklarımı cebime koyar,
yollarımı kendime doğru çeviririm.
Sen beni kıskandırmak için
başkalarının gülüşüne tutunurken,
ben kendimi bulmak için
kendi karanlığıma indim.
Ne acı…
Sen kalabalıklarda kaybolmuşken,
ben yalnızlığımda büyüdüm.
Ve sen anlamadın;
Bir gönül kırıldığı yerden
bir daha eskisi gibi atmaz.
Bir güven zedelendiğinde
onarmak için çok geç kalınır.
Bir sevda yıprandığında
artık ne bahar geri döner
ne de eski masumiyet…
Şimdi, dönüp dolaşıp
yine bana gelsen bile,
bensizliğin seni üşüttüğünü söylesen,
hiçbir kelimen
tutunamaz içimdeki kışa.
Çünkü bir kere soğudum mu ben,
hiçbir ateş ısıtamaz artık.
Anlıyor musun?
Ben senden intikam almak için
değil, kendimi korumak için
geri çekildim.
Sen beni kaybetmek için
elinden geleni yaparken,
ben seni affetmek için
sebep aradım… bulamadım.
Ve biliyor musun?
Bana inat yapılan hiçbir şey
beni kıskandırmaz:
Sadece senden uzaklaştırır.
Belki bu yüzden
en büyük ceza birbirimize değil,
senin bana, benim sana
“artık eski biz olamayız”
diye fısıldayan o geç kalmışlığa…
Kadir TURGUT
5.0
100% (2)