2
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
291
Okunma
beraber susmak/
susamaktır şiir...
-avuçlarımıniçindeyditerinıslak-
gözde hasret, tende hararet kalınca,
cıva gibi, eridikçe çoğalıyor
kelimeler içimde..
kapı eşiğine kadar yanaşıp,
göz ucu telaşlarımda
senden gümüş şiirler okurken,
susayışlarıma yetmiyordu
yetişemediğim hiç bir sağanak
-ıslak-
ah benim sınırSızım
iç çekişlerimin
beni soluksuz bıraktığı yerde
ağırdı şiirlerimdeki sen kadar
yüreğimdeki gölgen
ve ipekTen-in
belkide o yüzden dokunuyorum
bütün sesli, sessiz harflerine.
bir yarım deli mavi,
diğeri buz, karanlık
dudağındaki kabuk atmış
yaralarını, yarınlarını
n’densizce emerken sen
önemlide değildi
sokağının ışık bilmez yerlerindeki
gölgelerini derlemek.
yolundan sapan senli düşlerim
yüreğimin dehlizlerinde
debeleniyor.
yazıyor,
çiziyor ve söylüyor
olmam ne anlam ifade ediyor
göçü,
gücünü yitirmiş
bir yankıda,
kendi kendimize
gömüldüğümüz
yerler oldu hep
uzun uzun cümleleri
kime kurarki insan.
sus-alım
bir çukur
açılsın içimize...
kimsenin beni,
sen gibi sevmediği
bir yerden geliyorum.
kimsenin beni,
sen gibi sevmeyeceği
bir yere gideceğim.
gözlerime b/ak.
uçuyor musun
sahi sende
tutuştukça,
gözlerinle dokunduğun
yerlere..
kaçmak,
sana da yeter miydi.
tam göğüs kafesinde
hapsettiğin
bir düş-ün diliyim.
sana dokunmak-sızın
uzaktan
çöllerine su taşıyor olsamda
burası hep acı
üzerimde nikotin
yüreğimde bir sızı,
der misin sen de
bir son,
bir sen vardın.
s/onsuzluğunu
kucakladım
o zaman
anla artık,
hayat beni yorduğunda
ben sana kaçıyordum.
tek gözümsün.
yeter ki
ser üstüme göğünü.
bil ki sararmış vedalara
mor ekip,
bir boyun bağı gibi ellerin
yakamda
sen ki bildiğim
en keskin ezberdin
loblarıma perçinlediğim
koyup kafamı yastığıma
yine de ben,
inanmak istiyordum
bir rüyaya.
dudaklarımı kanatırdı
ıslığın,
hiç unutmadım
ne zaman
karanlığa düşsem
senin ıslığını çalarım. .
(...)