Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR

Avcının Günlüğünden Çinçik Martavalı

Yorum

Avcının Günlüğünden Çinçik Martavalı

( 10 kişi )

7

Yorum

22

Beğeni

5,0

Puan

133

Okunma

Avcının Günlüğünden Çinçik Martavalı

Avcının Günlüğünden Çinçik Martavalı

Poetika – “Çinçik Martavalı”

Bu şiir, abartının kutsal mizahını yaşatmak için yazıldı.
Delibal, halk anlatılarında unutulan o eski “martaval” geleneğini —yani inanılmazı inandıran,
gerçeği efsane kılıfına sararak aktaran sözü— yeniden diriltmek istedi.

“Çinçik” serçedir, küçük, sıradan, neredeyse görünmez bir kuş…
Ama şairin dilinde o serçe, kâinatın başrolüne yükselir.
Bir avcının günlüğüne sığar ama imkânsızın hatıratına dönüşür.
Çünkü Delibal bilir ki: gerçeği söylemek bazen mizahın arkasına saklanarak mümkündür.

Bu şiir, aynı zamanda büyüklüğe övgü değil, abartıya methiyedir.
Avcı anlatırken inanır, dinleyen güler;
ama ikisi de bilir ki anlatılan, hakikatin ta kendisidir —
yalnızca biçim değiştirmiştir.

“Çinçik Martavalı”, Anadolu insanının sözle mucize yaratma yeteneğine bir saygı duruşudur.
Köy kahvesinde, soba başında,
ya da bir tarlanın kenarında dinlenen o büyük hikâyelerin devamıdır.
Kuş küçüktür ama hayal büyüktür;
ve bu şiir, işte o büyüklüğün mizahî aynasıdır.

Delibal bu şiiri yazarken avcıyı da, kuşu da, gerçeği de kendine çevirmiştir:
Avlayan da o, av olan da…
Çünkü bazen insan, kendi abartısına inanmadıkça
sözün gücünü anlayamaz.

Vecize-i Delibal: “Martaval, yalanın değil, hayalin hakikatidir. Gülerek anlatılan her şeyin içinde bir dua gizlidir.”


Çakaralmaz ile gitmiştim ava
Serçelerle doldu bir anda hava
Vurduğum çinçikle kaplandı ova
Marsa kadar uçtu gerisi sanki

Maşallah deyin de gelmesin göze
Gagasından pena yaptım bin saza
Burun kıvıran var, yazılan söze
Tanımıyor onu kimisi sanki

Duruşuna baksan, sanki küheylan
Dışı başka içi bambaşka hayvan
Korumalı ondan kendini insan
Tırnakları beton çivisi sanki

Bu da kim demeyin bakıp da ona
Görenler eylerdi yerden temenna
Bizimki yakındı yüz elli tona
İki yüz ton gelir irisi sanki

Kaşalotla mukayese, geç onu
Kırk ayda bitirir yüz bin aç onu
Doyamadım seyretmeye hiç onu
Gözleri okyanus mavisi sanki

Kırk kasapla yüzdüm tenini onun
Erciyes’e astım gönünü onun
Yüz ırgatla ölçtüm, enini onun
Bin yüz elli metre çevresi sanki

Sürek avı yapıp peşinden gidin
Elde kamerayla, pusuya yatın
Avına çökerken temaşa edin
Fantomu andırır sortisi sanki

Otuz ay uçarmış uyku kaçmadan
Seksen yıl yaşarmış hiç su içmeden
Formunda olursa bir gün geçmeden
Bin tane yumurtlar dişisi sanki

Bırakmaz huyunu ecel gelmeden
Geçirir ömrünü yerde kalmadan
Kuşlar havalanmaz izin almadan
Sanırsın onların reisi sanki

Gölgesini gören ürkermiş ondan
Çakalların şefi korkarmış ondan
Kartallar, şahinler bıkarmış ondan
Kahramanlık dolu mazisi sanki

Günlük elli çuval yemle doyan o
Harmanları dört bin yıldır soyan o
Avşar’a, Cerit’e posta koyan o
Toros dağlarının şakisi sanki

Kalbini matkapla oyduktan sonra
Kanadını Çin’e yaydıktan sonra
Etinden Erzurum doyduktan sonra
Adana’ya yeter yahnisi sanki

Yolunan teleği sığmadı hana
Yalnızca bir uyluk yakın kırk tona
Çalışırsa İGDAŞ sadece ona
Yüz on saat pişme süresi sanki

Yerini alamaz başkası onun
Ruhumuzu okşar, şarkısı onun
Altından değerli dışkısı onun
Harran’ı gübreler küspesi sanki

Sakatat kısmının hakkını verin
Ondaki lezzeti tadarak görün
Doksan gün boyunca günde üç öğün
Orduyu doyurur beytisi sanki

Kaf Dağı’nda bile hükmü yürürmüş
Su içtiği zaman umman kururmuş
Nice avcılardan postu korurmuş
İstiklal savaşı gazisi sanki

Kapanır tüyünden bütçe açığı
Anlatır methini reklam kuşağı
İstanbul’u besler sade iç yağı
İzmir’e çok gelir yarısı sanki

Kadirli, Andırın, Afşin’den başka
Antalya, Kayseri, Mersin’den başka
Sakarya, Ankara, Samsun’dan başka
Bursa’yı doyurur sotesi sanki

Kanatları için yüz mangal yaktım
Dokuz bin turist var uzaktan baktım
Altmış kamerayla resmini çektim
İbikleri Eyfel Kulesi sanki

İçimden haykıran sesi dinledim
Onun sayesinde hayır işledim
Hava kurumuna teslim eyledim
Kırk uçak aldırır derisi sanki

Mitilini atıp öldüğü yere
Görevini yaptı vermeden fire
Teşrif etti belki günde yüz kere
Kırk yıl ağıt yaktı karısı sanki

Ciğerinden çıkan saçma yüz kürek
Bin kırk kurşun yemiş soldaki böbrek
Delibal’ım çinçik değil mübarek
Makine kimyanın bayisi sanki

DELİBAL – Celil ÇINKIR

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (10)

5.0

100% (10)

Avcının günlüğünden çinçik martavalı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Avcının günlüğünden çinçik martavalı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Avcının Günlüğünden Çinçik Martavalı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
15.11.2025 00:45:38
5 puan verdi
Saygıdeğer ustam merhaba..

“Avcının Günlüğünden Çinçik Martavalı”yı ve şiirinizin hikâyesini okurken bir yandan gülümsetti, bir yandan da hayran bıraktı.
Şiiriniz, gerçekten de martavalın kudretini gösteriyor; inanılmazı inandıran, gerçeği efsane kılıfına saran o eski geleneği yeniden canlandırmışsınız. Ve bunu öyle doğal, öyle samimi bir dille yapmışsınız ki… okurken kendimi köy kahvesinde sobanın başında, bir fincan çay elimde, sizin anlattıklarınızı dinliyormuş gibi hissettim.

Çinçik serçesi öyle sıradan bir kuş değil artık; sizin elinizde kâinatın başrolüne yükselmiş, devleşmiş bir karaktere dönüşmüş.
O uçuşlar, o hayalî büyüklük, avcı ile kuş arasındaki o eşsiz oyun, hem güldürüyor hem düşündürüyor. “Makine kimyanın bayisi sanki” derken bile hem taşlama hem mizah hem de gözlem var; okuyanı hem şaşırtıyor hem de hayran bırakıyor.

Şiir boyunca abartının ve mizahın dansı öylesine yerinde ki, bir yandan gerçekleri yakalıyor, bir yandan okurun hayal gücünü serbest bırakıyor. Anadolu insanının sözle mucize yaratma yeteneğini, o küçük serçeden başlayarak koca bir Toros dağına kadar uzanan bir şölene dönüştürmüşsünüz. Her dize, hem kahkaha hem hayranlık hem de biraz da “vay be” dedirtiyor.

Ve hikâyede dediğiniz gibi: martaval, yalan değil, hayalin hakikatidir. Bu şiir de tam olarak bunu başarmış; hem avcının günlüğü, hem serçenin hikâyesi, hem de okuyan herkesin kendi zihninde canlanan mucize… Hepsi bir arada, hem eğlenceli hem düşündürücü, hem gerçek hem hayalî.

Üstat, yüreğinize, gözleminize ve o cesur mizahınıza sağlık.
Bu şiir, hem eski geleneğe saygı duruşu, hem de çağımız için taze bir nefes.
Okurken hem gülümsetti hem düşündürdü hem de hayalimi uçurdu; sizin kelamınız ve ustalığınız bunun garantisi.

Selam ve saygılarımla,
Peri Feride
Şentürk Dursun
Şentürk Dursun, @senturkdursun
13.11.2025 21:52:16
5 puan verdi
Tam bir avcı hikâyesi olmuş hocam. İlgiyle okudum. Kalemine sağlık. Selamlar saygılar.
Ahmet Coşkun 1
Ahmet Coşkun 1, @ahmetcoskun1
13.11.2025 18:37:22
5 puan verdi
Maşallah usta

Dede Korkut masalları gibi

Herodot u okur gibi oldum

yeni bir efsane yaratmışsın

yürek var olsun..

neneh.
neneh., @neneh-
13.11.2025 18:17:25
5 puan verdi
Muhteşem di.Mübalâğa bir sanattır.Sanat zirve yapmış adeta.Çinçikten pinçiğine harikalar yaratmışsınız Üstat.Zevkle okuduk.Yüzünüzden tebessüm eksilmesin.Üstadı selamlıyorum.Saglıcakla.Saygıyla.
Buğra San
Buğra San, @bugrasan
13.11.2025 18:04:28
5 puan verdi
Ustaca ellerden çıktığı belli...Tebrik ederim... Çok güzel okudum ve keyif aldım. Gerçi hayvanı sırlamışsınız ama onu da bir zahmet okur anlasın...Muhabbetle kalın...
Efsuni Kalem
Efsuni Kalem, @eylul-34
13.11.2025 16:55:33
Bu şahane bir devekuşu destanı:)

güldüren keyifli bir av öyküsü. Her dörtlükte bir devekuşu efsanesinin yeni bir katmanı açılıyor: hem korkunç bir canavar, hem bereketli bir nimet, hem de Torosların şakisi.. Çok başarılı. Kaleminize sağlık.


saygılar
Dosteli_
Dosteli_, @dosteli
13.11.2025 10:35:07
İlgiyle keyifle okudum. Çocukluğumuzda doğru yalan söyle derlerdi bu martavallı muhabbet ortamlarında O kültürel zenginliklere ustaca can vermiş dost
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL